Adana'da kadın terörist alarmı

| 30 Haziran 2010 Çarşamba
Adana'da ''acil'' başlıklı yazıyla terör örgütü PKK üyesi bir kadının ''canlı bomba'' olarak eylem gerçekleştirebileceği bilgisi tüm güvenlik birimlerine fotoğraflarla dağıtıldı. Jandarma ve emniyet müdürlüğü istihbarat birimlerince yapılan değerlendirmede, terör örgütü PKK'nin Irak'ın kuzeyindeki kamplarında bomba eğitimi gören P.B. adlı kadın teröristin eylem yapmak üzere Adana'ya gönderildiği belirledi.

''Canlı bomba'' olarak eylem yapabileceği ihtimali üzerine jandarma ve emniyet müdürlüğünce tüm birimlere ''acil'' başlıklı, ''muhtemel eylem'' konulu uyarı yazısı gönderildi. Yazıyla birlikte kadın teröristin fotoğrafları dağıtıldı.

Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli ekiplere de P.B. ile ilgili daha duyarlı olunması konusunda uyarılarda bulunuldu.

Asayiş, terörle mücadele ve ilçe emniyet müdürlüklerine bağlı ekiplerin de özellikle halkın yoğun olduğu bölgeler ile alışveriş merkezlerinde aranan kişiye dikkat etmesi istendi.

Diğer illerin emniyet müdürlükleri ile jandarma komutanlıkları da uyarıldı.

Aranan teröristin 1991 yılında İzmir'de terör örgütüne yönelik operasyonda yakalandığı, bir süre cezaevinde kaldığı öğrenildi. P.B'nin örgütün infazcıları arasında yer aldığı, eski erkek arkadaşını örgüt içinde kurdukları sözde mahkeme sonucu tabancayla vurarak infaz ettiği belirtildi.

P.B'nin 38 yaşında, kumral, 1.65 - 1.75 boylarında, bakımlı bir kadın olduğu öğrenildi.

Berhan Şimşek, İstanbul hedefini açıkladı

|
CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, Türkiye'ye yakışır bir iktidar için İstanbul'da asgari 41 milletvekili ve yüzde 51 oy oranını hedeflediklerini söyledi. CHP Merkez Yönetim Kurulunca (MYK) CHP İstanbul İl Başkanlığına atanan Şimşek başkanlığındaki yeni İstanbul il yönetimi göreve başladı.

Şimşek ve yönetim kurulu üyeleri, Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk koyarak, saygı duruşunda bulundu.

Ardından İl Başkanlığına geçerek yeni yönetim kurulu üyelerini basına tanıtan Şimşek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Şimşek, siyaseti yerel anlayışla yapıp evrensel boyuta taşıma duygusu içinde olacaklarını, partideki arkadaşlarıyla çok kapsamlı çalışmalar yürüteceklerini anlatarak, amaçlarını, halkın beklentilerini cevaplayacak projeler oluşturmak şeklinde açıkladı.

CHP'de artık Ankara merkezli değil, Türkiye merkezli siyaset yapılacağını, seçmenin ayağına gidileceğini söyleyen Şimşek, İstanbul'un ilçe, mahalle ve sokaklarında örgütlenerek CHP iktidarıyla yüzü gülen bir Türkiye ortaya çıkaracaklarını kaydetti.

Şimşek, yeni yönetim kurulu üyelerinin CHP'nin 10-15 yıllık geleceğinin tablosu olduğunu belirterek, bu kadronun siyaseti ticaret için değil, halkın görmek istediği CHP iktidarına katkı sunmak için yapacağını ifade etti.


İstanbul'da hedef 41 milletvekili, yüzde 51 oy oranı

Bir gazetecinin, ''Başarı için kriteriniz nedir?'' sorusuna karşılık Şimşek, hiçbir zaman hamaset yapmayacağını, mevki, makam ve koltuklara bağlı bir siyaset değil, halkın ve ülkenin hizmetkarı olarak siyaset yaptığını söyledi.

Başarısızlığı düşünmek istemediğini dile getiren Şimşek, ''Hep beraber genel merkeze, genel başkanımıza ve Türkiye'ye yakışır bir iktidar için asgari 41 milletvekili ve yüzde 51'lere dayanan bir oy oranı İstanbul'da hedefimiz olacak. Ve siz de (İstanbul'da 41 kere maşallah) şeklinde başlıklar atacaksınız'' şeklinde konuştu.

Bu oy oranının, Türkiye'nin siyasal, sosyal ve ekonomik daralmışlığını ortadan kaldıracağını savunan Şimşek, şöyle devam etti:
''Bu iktidar bizi sayın Kadir Topbaş ve arkadaşlarından kurtaracak. İstanbul'u ve Türkiye'yi bu anlayıştan kurtarmamız gerekiyor. Büyükşehir Belediyesinin kaç kuruluşu olduğunu Topbaş da bilmiyordur. KİT Komisyonunda devletin KİT'lerinin hesapları incelenir. Büyükşehir Belediyesinde sadece İSKİ ve İETT'nin incelemeleri yapılıyor. Diğer kuruluşlar 'Kadir Baba Çiftliği'ne dönmüş. İstanbul'da hantal bir 'Kadir Baba Çiftliği' diğer tarafta ise bir 'Recep Abi Çiftliği'. Bunu değiştirmek için bize büyük sorumluluklar düşüyor. ''

Şimşek, ''İlçe yönetimlerinde değişiklik olacak mı?'' sorusuna, ''CHP'de mazbata taşınmaz, mazbatanın sorumluluğu taşınır. 'Ben mazbatayı aldım, kenarda otururum' duygusu olmaz. Arkadaşlarımız çalışacak, koşacaklar'' yanıtını verdi.

"Kılcal damar örgütlenmesi"

''İstanbul'da öncelikli konunuz ne olacak? '' sorusuna karşılık da Şimşek, İstanbul'a ilişkin bir envanter çıkaracaklarını ve özellikle yapılması planlanan 3. köprüyle ilgili kamuoyuna ciddi bilgilendirmelerde bulunacaklarını söyledi.

Şimşek, ''Parti örgütlenmesiyle ilgili olarak da İstanbul'un MR'ını çıkaracağız. Sokak, cadde, mahalle, ilçe ve il örgütlenmesi... Bu daha dinamik bir örgüt yapılanmasını getirecek. Bunun ismi de 'kılcal damar örgütlenmesi' olacak. Merkezde var olan gücün çepere doğru yayılmasını sağlayacağız. Girilmedik, çalınmadık kapılar olmayacak'' diye konuştu.

CHP il yönetimi; Bülent Kerimoğlu (İl Sekreteri), Can Özyedierler (İl Eğitim Sekreteri), Zehra Özdemir (İl Saymanı), Abdulkadir Çelik, Alay Keleş, Alev Gezer, Aras Arslan, Arzu Orhon, Emir Hüseyin Akın, Hasan Uzunyayla, Hüseyin Aydoğdu, Metin Kaya, Muharrem Kılıç, Nalan Gonca Çelik, Necmi Şimşek, Raif Balkaroğlu, Sinan Karahan, Yılmaz Yıldız, Yüksel Pektezel ve Zehra Eyicil'den oluşuyor.

Van'da mayın patladı: 3 asker yaralı

|
Van'ın Çatak ilçesinde, Jandarma Komutanlığı ekiplerinin geçişi sırasında araziye döşenen mayının patlaması sonucu 3 asker yaralandı. Çatak'ın Narlı bölgesinde bir grup teröristin göründüğü bilgisini alan Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede operasyon başlattı.

Askerlerin bölgeden geçişi sırasında, terör örgütü üyelerince daha önce araziye döşenen mayın patladı. Patlamada biri ağır 3 asker yaralandı.

Yaralı askerlerin helikopterle getirildiği Van Askeri Hastanesi'nde tedavi altına alındığı, bölgede operasyonların devam ettiği bildirildi.

Sulara kapılan polis kayboldu

| 27 Haziran 2010 Pazar
Antalya'nın Manavgat ilçesinde serinlemek için Köprü Çayı'na giren polis memuru, sulara kapılarak kayboldu. Ailesiyle tatile geldiği Antalya'nın Manavgat ilçesinde, Beşkonak bölgesindeki Köprülü Kanyon yakınlarında pikniğe giden Osmaniye Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Ömer Faruk Arıkan (46), serinlemek için Köprü Çayı'na girdi.

Sulara kapılan Arıkan bir süre sonra gözden kayboldu. Ailesi ve arkadaşlarının yaptığı aramalara rağmen ulaşılamayan Arıkan'ın bulunması jandarmadan yardım istendi.

Jandarma ekiplerince başlatılan arama çalışmalarına, Antalya Deniz Polisi dalgıçları, Manavgat İtfaiyesi Arama Kurtarma ekibi, Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri de destek verdi.

Çayda üç saat süren Arıkan'ın arama çalışmalarına çayın güney kesiminde sürdürülmesine karar verildi.

Manavgat Kaymakamı Hacı İbrahim Türkoğlu, İlçe Emniyet Müdürü Alper Tunga Gündoğmuş da bölgeye gelerek, arama çalışmaları hakkında bilgi aldılar.

Obama'dan Netanyahu'ya: Ablukayı kaldır

|
İsrail'de yayımlanan Yedioth Ahranot gazetesi, ABD Başkanı Barack Obama'nın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile 7 Temmuz'da yapacağı görüşmede, Gazze Şeridi üzerindeki İsrail ablukasının tümüyle kaldırılmasını talep etmesinin beklendiğini bildirdi. İsrail'de yayımlanan Yedioth Ahranot gazetesinin haberinde, "Ablukanın kaldırılması ve Filistinlilere İsrail sınır geçişlerini serbestçe kullanma izni verilmesi... Bunların, Başkan Obama'nın iki hafta sonra Başbakan Netanyahu ile görüşmesinde açıkça isteyeceği talepler olması bekleniyor" denildi.
Burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin olarak devam edilirse aktarılmaya:
Netanyahu-Obama görüşmesine ilişkin hazırlıklarla ilgili bilgi veren kaynakların, Obama'nın bir taraftan İsrail'in yardımlarla ilgili önlemler konusundaki açıklamalarından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, diğer taraftan Gazze Şeridi'ndeki 1.5 milyondan fazla kişinin içinde bulunduğu durumun dayanılmaz olduğuna inandığını aktardığı kaydedildi. Obama'nın özellikle Gazzelilerin bölgeden serbestçe çıkışlarına izin verilmemesine öfkeli olduğu, bunu bir "toplu cezalandırma" olarak gördüğü belirtiliyor.

Gazeteye bilgi veren siyasi kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki durumu değiştirmeyen Netanyahu'nun şimdi kendisini uluslararası bir baskı altında bulduğuna ve ABD'den gelen baskı doğrultusunda hareket etmesi gerektiğine işaret ettiler. ABD Başkanı Obama'nın Netanyahu ile, Batı Şeria'da Yahudi yerleşim inşaatların durdurulması konusunu da değerlendirmesi bekleniyor.

Öte yandan Obama ile Netanyahu görüşmesi için Beyaz Saray'ın sıcak bir karşılama hazırlığı içinde olduğu belirtiliyor. Beyaz Saray yetkililerinin ayrıca, Obama'nın Netanyahu'yu ABD liderlerinin yazlık konutu Camp David'e davet etme imkanını araştırdıkları kaydediliyor.

"Teröre destek verenleri lanetleyeceğiz"

| 25 Haziran 2010 Cuma
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hiçbir zaman ve hiçbir ortamda teröre destek vermeyeceğiz, teröre destek verenleri lanetleyeceğiz. Teröre karşı mücadelemizi sonuna kadar yapacağız" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iki günlük program için geldiği Antalya'da, havalimanında, partisinin Antalya milletvekilleri ve belediye başkanlarınca karşılandı.
Havalimanından ayrılırken Kılıçdaroğlu'nu görmek isteyen partililer, zaman zaman izdihama neden oldu. Partililer Kemal Kılıçdaroğlu'nu, ''Birleşe birleşe kazanacağız'', ''Başbakan Kemal'', ''Devrimci Kemal'' sloganlarıyla karşıladı.

Kendilerine ''Gandi Gönüllüleri'' adını veren bir grup partili de üzerinde, ''Türkiye'nin Gandi'si, siyasetin beyefendisi, dünyanın incisi Antalyamıza hoşgeldiniz'' yazılı pankart taşıdı.

Parti otobüsüne binerek yurttaşları selamlayan Kılıçdaroğlu, daha sonra konvoy eşliğinde Antalya'nın Serik ilçesine geçti. Çınaraltı meydanında otobüsün üzerinden halka seslenen Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi, içinde bulunduğu karanlık noktadan aydınlığa çıkarmak için adım adım gezdiklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, meydanı dolduran kalabalığa, ''Siz parlamentoda naylon faturacı milletvekili istiyor musunuz? Kul hakkı yiyen, ihaleye fesat karıştıran milletvekili ister misiniz? Siz parlamentoda kalpazan ister misiniz?'' diye sordu.

Yurttaşların ''Hayır'' yanıtı üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, ''O zaman sizlere bir görev düşüyor. Biz yollara düştük. Hep beraber yürüyeceğiz. Rantın değil, halkın iktidarını kurmak için'' dedi.

Terör olayaları

Serik'in, Antalya'nın en çok şehit veren ilçesi olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Şehitler bizim onurumuzdur, yüreğimizdir. Şehitlerin sayesinde bu topraklar yeşilleniyor, insanlarımız yaşıyor, geleceğe güvenle bakıyor. Şehitlerimizi de her zaman ve her ortamda saygıyla anacağız, 'milletimizin başı sağ olsun' diyeceğiz ve terörü her yerde, her ortamda lanetleyeceğiz. Daha bir hafta bile olmadı, İstanbul'da 17 yaşındaki Busemizi, Elazığ'da 70 yaşındaki Şerifemizi, Şerife Teyzemizi kaybettik. Hiçbir zaman ve hiçbir ortamda teröre destek vermeyeceğiz. Teröre destek verenleri lanetleyeceğiz. Teröre karşı mücadelemizi sonuna kadar yapacağız.''

''Mühür temizi siyasete''

Konuşması sık sık ''Başbakan Kemal'' sloganlarıyla kesilen Kılıçdaroğlu, bunun üzerine, ''Başbakanlık için yetki bende değil sizde. Sandık gelecek önünüze ve seçim sırasında oy kullanırken, Süleyman sizsiniz, mühür de sizin elinizde olacak. O mührü temiz siyaset için kullanmaktan yana var mısınız?'' dedi.

''Çiftçi ile Recep Bey'in arası iyi değil'' diyen Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın çiftçiyi üretemez hale getirdiğini savundu. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Recep Bey çiftçiden hoşlanmıyor. Serik'teki çiftçi kardeşlerime sesleniyorum: Seçimlerde o, çiftçiye, 'Ananı da al git' demişti. O zaman biz seçimlerde anamızı alacağız, babamızı alacağız, kardeşimizi alacağız, amcamızı, komşumuzu alacağız, sandığa gideceğiz, çiftçiden hoşlanmayan Recep Bey'i ve onun düşüncesini sandığa gömeceğiz.''

İktidarı çiftçiye şikayet eden Kılıçdaroğlu, geçen sene tarım ürünleri ithalatına 10 milyar dolar ödendiğini söyledi. Bu parayla Türk çiftçisinin üretim yaparak Orta Doğu'yu bile besleyebileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, gübre ve mazot desteklerinin de düşürüldüğünü söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin, tarım üretimi için çiftçisi ve toprağı olduğunu vurgulayarak, ''Neyimiz eksik? Helvayı yapacak yiğit eksik'' diye konuştu.

Her kesimden oy istedi

CHP'ye daha önce oy veren, vermeyen ya da başka partileri destekleyen vatandaşlardan da oy isteyen Kılıçdaroğlu, ''Ama artık ayrılık gayrılık zamanı değil. Beraber olacağız, yürekli olacağız, bir olacağız, diri olacağız, halkın iktidarını kuracağız'' dedi.
İnançlar üzerinden siyaset yapmayacaklarını, halktan yana olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Asla ve asla inançlar üzerinden siyasete kapı açmayacağız. Her inanca saygı göstereceğiz. Her inancın başımızın üstünde yeri vardır ama biz insanı insan olarak görüyoruz. İnsanın değerini biliyoruz. İnsanın sorunlarını, açmazlarını biliyoruz. Bizim için insan, Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve siyaset de o insanın ekonomide, sosyal hayatta, kültürel hayatta karşılaştığı sorunlarını çözmektir. Rantın iktidarını değil, halkın iktidarını bu yüzden istiyoruz. Bunun için diyoruz, 'bölünmeyin, ayrışmayın'. Türkiye'de herkesin karnının doyduğu, yatağa aç çocuğun girmediği, sosyal devletin olduğu bir ülke kurmak istiyoruz, sizin desteğinizle, sizlerle beraber. Yani bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşayacağız.''

Kılıçdaroğlu, ''Pehlivanlar kenti'' olarak nitelendirdiği Serik'ten, miting yapacağı Alanya'ya hareket etti.

Erzincan'da sıcak temas

|
Erzincan'ın Hürrem Palangası Köyü'nde 2 terörist etkisiz hale getirildi. Erzincan şehir merkezine 13 kilometre, Erzincan-Sıvas kara yoluna 200 metre uzaklıktaki Hürrem Palangası köyünde bir evde bir grup teröristin bulunduğu ihbarıyla Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat timlerince köyde operasyon düzenlendi.

Erzincan Vali Vekili Tülay Bilgihan Baydar, düzenlediği basın toplantısında, terör örgütü mensuplarının, Erzincan kırsalındaki faaliyetlerinin deşifresine yönelik olarak, ildeki bütün istihbarat birimlerinin ortak yürüttükleri çalışmalar sonucu, D-100 kara yolunun 200 metre mesafesinde bulunan Hürrem Palangası köyündeki tek katlı bir eve operasyon düzenlendiğini ifade etti.

Bölgeye 2 erkek teröristin, silah ve mühimmatları ile geldikleri ve güvenlik güçlerine yönelik eylem hazırlıkları içerisinde oldukları bilgisinin alınması üzerine operasyon düzenlendiğini anlatan Baydar, şunları kaydetti:

''Terör örgütü mensuplarının saklanmış oldukları eve Jandarma ve Özel Harekat birimlerinin katılımıyla, saat 10.50'de ortak operasyon yapılmıştır. Teröristlerle sağlanan ilk temasta defalarca 'teslim ol' çağrısı yapılmasına rağmen teröristlerin silahla karşılık vermesi neticesinde, silahlı çatışma başlamıştır. Yaklaşık 1 saat süren çatışmada PKK terör örgütü mensubu 2 erkek terörist yanlarında bulunan silah ve mühimmatlarıyla birlikte etkisiz hale getirilmiştir. Çatışma esnasında evde küçük çaplı yangın çıkmış olup, itfaiye tarafından yangına müdahale edilerek, söndürülmüştür. Evde yapılan aramalar, bomba uzmanlarının da katılımıyla devam edilmektedir.''

Operasyonda ölü olarak ele geçirilen teröristlerin kimliklerinin belirlenmesi için çalışmaların sürdürüldüğünü söyleyen Baydar, söz konusu teröristlerin sözde ''Karadeniz Açılım Grubu''na mensup olduklarının değerlendirildiğini sözlerine ekledi.

Bir kişi tutuklandı

|
İstanbul Halkalı'da askeri otobüse düzenlenen ve 5 kişinin şehit olmasına neden olan saldırıyla ilgili bir kişi tutuklandı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğündeki işlemleri tamamlandıktan sonra Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen üç şüpheliyi, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları Kadir Altınışık ve Rasim Işıkaltın sorguladı.

Savcılıkça sorgulandıktan sonra nöbetçi mahkemeye sevk edilen Lütfü B, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sorgulanan iki kişi ise serbest bırakıldı.

"İkinci eylem hazırlığındayken yakaladık"

| 24 Haziran 2010 Perşembe
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile birlikte Halkalı'daki terör saldırısıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Vali Hüseyin Avni Mutlu, dün gözaltına alınan 3 kişinin haricinde bugün de 16 kişinin ikinci eylem hazırlığı yaptığı sırada yakalandığını açıkladı. Ayrıca, uzaktan kumandalı bombayı patlatan kişinin kimliğinin belirlendiğini söyleyen Mutlu, bu kişinin arandığını belirtti.

Vali Mutlu şöyle konuştu:

"21 Haziran’da yurt dışı bağlantılığı 3 kişi yakalandı. Yakalanan şahısların 3 kişiyle bağlantılı mahalli alanda faaliyet gösteren 16 şüpheli daha gözaltına alındı.

22 Haziran’da Halkalı’da askeri servis aracına yönelik parça tesirli, basınç etkili bombanın uzaktan kumanda ile patlatılması sonucu bir asker kızı ve 4 asker şehit oldu, 14 asker yaralandı.

"İkinci eylem hazırlığındayken yakaladık"

Bugün gözaltındaki 19 şüphelinin ikinci eylemin hazırlık safhasındaki maddi delilleriyle adli makamlara sevk edilmiştir. Her iki olayla bağlantılı olduğu düşünülen diğer 10 şüpheli ile ilgili işlemler Terörle Mücadelede sürüyor. Emniyet müdürlüğü ve istihbarat birimleri koordineli olarak bu konuyu yürütüyor.

Her iki eylemi de bölücü terör örgütü işlediğini üstlendi. Bombayı patlatan kişinin kimliğini belirledik. Bombayı patlatan kişi aranıyor. Bombanın nasıl hazırlandığı konusu daha hususi. Nasıl yapıldığı ya da ne tür patlayıcı kullanıldığını biliyoruz."

Sitemizi yani burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin sitesini takip etmeye devam ediniz.

Cumhuriyet bilgesi son yolculuğuna uğurlanıyor

|
Cumhuriyet gazetesinin İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, bugün Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde son yolculuğuna uğurlanıyor. İlhan Selçuk için Hacıbektaş Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenleniyor. Duayen için Türkiye'nin her yerinden gazete çalışanları ve Cumhuriyet okurları Hacıbektaş'a otobüslerle akın etti. Her yaştan kadınıyla erkeğiyle Hacıbektaş halkı İlhan Selçuk'u kucakladı.

Selçuk'u son yolculuğunda yalnız bırakmayan siyasilerive Selçuk'un yakın dostlarını, Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu ve belediye meclis üyeleri karşıladı. CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, DSP Genelbaşkan yardımcıları Uluç Gürkan , Önder Aksakal, DSP Genel Sekreteri Hasan Erçebeli, Yaşar Okuyan, Hikmet Çetin, Fikret Ünlü, Mustafa Sarıgül. Prof. Dr. Alparslan Işıklı, Yalçın Bayer, tören için Hacıbektaş'a gelenler arasında.

Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu

Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu törende yaptığı konuşmada, "Çağımızın en büyük aydınlarından biri olan İlhan Selçuk'u son yolculuğuna uğurluyoruz" dedi. Selmanpakoğlu, konuşmasında özellikle Selçuk'un bilge kişiliğine vurgu yaptı.

Işık Yenersu, Selçuk'un okurlarına yazdığı veda yazısını seslendirdi.



"Babamız bize patronluk yapmadı"

Miyase İlknur, konuşmasında, "İlhan Abi'nin tevazü ve alçakgönüllülük mayasında vardır. Bizim babamız bize hiçbir zaman patronluk yapmadı, o bize abilik babalık yaptı. Ne onun ne arkadaşımız Mustafa Balbay'ın davası divana kalmayacak. Biz bu davayı göreceğiz" dedi.

"Her iki kardeşte 'Enel Hak'a inanmıştı"

Alev Coşkun, "İlhan Selçuk son manevi işkenceye dayanamadı. Bu son hoyratlığa isyan etti. Sen Uğur Mumcu gibi en son basın ve demokrasi şehidisin. Neden Hacı Bekraşı istedi. Büyük mizah ustası Turhan Selçuk'u çilehane yatırdık. Bugün ilhan Selçuk'u... Neden Hacı Bektaş çünkü her iki kardeş 'Enel Hak'ka inanmışlardı. Hacı Bektaş Veli'nin dizinin dibinde yan yana oturmalarının anlamını çok iyi biliyorlar. Hacı Bektaş halkının anlayacağını bilerek geldiler. Veli'nin himayesinde kalmak istiyorlardı." diyerek duygularını ifade etti.

Coşkun Özdemir ise 50 yıllık dostluğunu anlatarak başladığı konuşmasınada İlhan Selçuk'a saldıran solu, Ergenekon'da yargılamaya kalkışanları kınadı. "Sevgili İlhan rahat uyu pencerenden yayılan ışık hepimiz aydınlatmaya devam edecek" diyerek alkışlar arasında konuşmasını tamamladı. Burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin sitesini takip etmeye devam ediniz.

"Hayal kırıklığı yaşadık"

| 23 Haziran 2010 Çarşamba
AKP'yi temsilen partinin dış ilişkilerinden sorumlu Genel Başkanı Yardımcısı Ömer Çelik başkanlığındaki heyet, ABD ziyaretinin ardında Türkiye'ye döndü. Washington, Türk heyetine özellikle İran konusunda hayal kırıklığı yaşadıklarını iletirken, İsrail ile tansiyonun düşürülmesini istedi. AKP'yi temsilen partinin dış ilişkilerinden sorumlu Genel Başkanı Yardımcısı Ömer Çelik başkanlığındaki heyet, ABD ziyaretinin ardında Türkiye'ye döndü. Washington, Türk heyetine özellikle İran konusunda hayal kırıklığı yaşadıklarını iletirken, İsrail ile tansiyonun düşürülmesini istedi.

ABD'de görüşmeler yapmak için giden heyette AKP Dışişlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan, Türkiye-ABD Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı ve AKP Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Suat Kınıklıoğlu ve AKP Milletvekili Zeynep Dağı yer aldı.

Edinilen bilgilere göre; birçok kurum, bazı düşünce kuruluşları temsilcileriyle görüşen heyet, Washington temsilcilerinden İran'la yapılan takas anlaşmasında "Arabulucu" rolü üstelenen Türkiye'nin kendilerini hayal kırıklığına uğrattıkları eleştirisi getirdikleri öğrenildi.

Washington'un, özellikle iki konuda Türkiye'ye mesaj verdiği kaydedilerek, Türkiye'nin ABD ile İran arasında üstlendiği "arabuluculuk" rolüne rağmen taraf olduğu, "Türkiye burada taraf olmuştur. Bu doğru değil. Çekimser kalması daha doğru olurdu" eleştirisini yaptığı kaydedildi.

Ton düşsün

Öte yandan, Washington'da İsrail ile Türkiye arasında yükselen tansiyonda tonun düşürülmesi konusunda telkinde bulunulduğu kaydedilirken, tansiyonun yükselmesi yerine düştüğü izlenimi edindiklerini ve bununda her iki ülke için önemli olduğuna dikkat çekildiği söylendi. Washington'un, Türk heyete İsrail ile "gerilim tonunu düşürün" mesajı verdiği kaydedildi.

Fenerbahçeliler tekrar gözaltında

|
Turkcell Süper Lig'in son haftasında Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanan Fenerbahçe-Trabzonspor maçı sonrası çıkan olaylara karıştıkları iddiasıyla gözaltına alınıp mahkemede serbest bırakılan 6 kişi, tekrar gözaltına alındı. Maç sonrası yaşanan taşkınlık sonucu tribünleri ateşe verdikleri ve olay çıkardıkları iddiasıyla Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekiplerince gözaltına alınarak, 9 Haziranda Kadıköy Adliyesi'ne sevk edilen Emre K. (27), Erdem A. (31), Şahin K. (19), Efe A. (21), Ahmet E.A. (35) ve Burak M. (19), çıkarıldıkları mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

Savcının itirazda bulunduğu üst mahkemenin, yakalanmaları yönünde verdiği karar üzerine tekrar gözaltına alınan bu kişiler, emniyetteki işlemlerinin ardından Kadıköy Adliyesi'ne sevk edildi.

Cihaner, 23 Haziran'da görevine başlıyor

| 19 Haziran 2010 Cumartesi
İlhan Cihaner'in eşi Muhteber Cihaner, Başsavcı Cihaner'in 23 Haziran Çarşamba günü görevine başlayacağını söyledi. Yargıtay tarafından dün tahliye edilen İlhan Cihaner ve eşi Muhteber Cihaner, CHP Milletvekili Malik Ejder Özdemir, HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, HSYK Üyelerinden Ali Suat Ertosun ve Suna Türkoğlu ve Tansel Çölaşan ile birlikte çok sayıda davetli YARSAV'ın düzenlediği fotoğraf ve resim sergisine katıldı. Cihaner, sergiye girişinde yoğun sevgi gösterisiyle karşılandı. Sergide bulunan katılımcılar Cihaner'e geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Katılımcılar Cihaner ile bol bol fotoğraf çekindiler.

Öte yandan YARSAV yönetim kurulu üyesi Leyla Köksal, Cihaner'e "Direniş" adlı tablosunu hediye etti. Cihaner ve eşi Muhteber Cihaner bir süre sergiyi dolaştıktan sonra katılımcılar ile sohbet etti. Cihaner'in eşi Muhteber Cihaner, yaptığı açıklamada karar nedeniyle çok mutlu olduklarını ifade ederek, Cihaner'in 5 gün izinli olduğunu ve 23 Haziran Çarşamba günü görevine başlayacağını söyledi.

"Azgınca saldırılara karşı kararlılık gerekir"

|
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hakkâri'deki terör saldırıları üzerine yaptığı açıklamada AKP'nin terörle mücadeleyi zaafa uğrattığını ifade ederek "Terör örgütünün azgınca saldırısı karşısında terörle mücadelenin gerektirdiği kararlılığın, sorumluluğun her seviyede ortaya konulması ve terörle mücadeleyi güçsüzleştirecek her türlü, tutum, davranış, tahrik ve açıklamadan özenle kaçınılması, kardeşliğimizin pekiştirilmesi zorunludur" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hakkâri'deki terör saldırılarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şehitlere rahmet,ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne başsağlığı, yaralı askerlere de acil şifalar diledi. Terör saldırısını büyük bir üzüntü ile öğrendiğini bildiren Kılıçdaroğlu, "Mehmetçiğin kanı ve canı pahasına verdiği mücadele ulusal birliğimiz savunma kararlılığımızı göstermektedir. siyasi irade maalesef terörle mücadeleyi zaafa uğratmıştır. Hiç kuşku yok ki dün olduğu gibi bugün de terör örgütüne yönelik olarak sürdürülen mücadele kazanılacaktır" dedi.

Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne, huzuruna ve kardeşliğine yönelik haince saldırılara "dur" demenin zamanının gelip geçtiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Terör örgütünün azgınca saldırısı karşısında terörle mücadelenin gerektirdiği kararlılığın, sorumluluğun her seviyede ortaya konulması, ve terörle mücadeleyi güçsüzleştirecek her türlü, tutum, davranış, tahrik ve açıklamadan özenle kaçınılması, kardeşliğimizin pekiştirilmesi zorunludur. Bu duygu ve düşüncelerle şehitlerimize rahmet, şehitlerimizin ailelerine, Türkiyemize, Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı, yaralı askerlerimize de acil şifalar dilerim."

"Terör muhatap alınmıştır"

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hain terör saldırılarını NTV'de değerlendirdi. Baykal, hain saldırılara, askeri ve siyasi yönden bakmak gerektiğini belirterek, "Terör muhatap alınmıştır" dedi.

Baykal, şunları kaydetti: "Askeri yönüyle çok vahim, siyasi yönüyle çok vahim. Terör bölgesinde bir askeri birliğe bu kadar cüretli bir saldırı yapılıp bu kadar şehidin verilmesi gerçekten izah edilmesi gereken bir durumdur. Terör karşısında mücadelenin askeri tertiplerini yeniden gözden geçirmek lazımdır. Malesef uzunca süreden beri, siyasetimiz terörle laubali ilişkiler geliştirmiştir. Terör muhatap alınmıştır."

Kayıp trilyon davasında karar

| 17 Haziran 2010 Perşembe
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında "Kayıp Trilyon" davası ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği takipsizlik kararını kaldıran Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını kanun yararına bozdu.

Cumhurbaşkanı Gül hakkında "özel evrakta sahtecilik" ve "2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'na aykırılık" suçlarından dolayı soruşturma açılmıştı. Soruşturma sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı "kovuşturma yapılmasına yer olmadığına" karar vermişti.

Başsavcılığın kararına, şikayetçi Cahit Nalbantoğlu itirazda bulunmuş ve itirazı değerlendiren Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Başsavcılığın, "Kayıp Trilyon" davasıyla ilgili olarak Gül hakkında verdiği "kovuşturma yapılmasına yer olmadığına" ilişkin kararını kaldırdı.

İtiraz üzerine verilen kararlar kesin nitelik taşıdığı için Abdullah Gül'ün avukatları, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının "kanun yararına bozulması" istemiyle Yargıtay'a götürülmesi için Adalet Bakanlığı'na başvurdu. Adalet Bakanlığı'nın, istemi Yargıtay'a götürmesinin ardından edinilen bilgiye göre, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararına itiraz eden Cahit Nalbantoğlu'nun "itiraz hakkı bulunmadığına" hükmederek Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanı Gül'ün yargılanmasına yönelik verdiği kararı kaldırdı.

Sitemiz olan burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin olarak takip etmeye devam etmelisiniz.

"Güneydoğulu öğrencilere YGS'de fazla puan verilsin"

|
Bugün sizlere burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin sitesi olarak bir haber sunuyoruz: BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, YGS sonuçlarına göre, ilk 10'da Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki illerin hiçbirinin yer almamasının dikkat çekici olduğunu belirterek, bu bölgelerdeki öğrencilere pozitif ayrımcılık yapılmasını ve ek puan verilmesini önerdi. BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, üniversite sınavına girecek öğrencilere başarılar diledi. Pervin Buldan, 2010 YGS sonuçlarına göre, en başarısız illerin Hakkari ve Şırnak olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

''Bu sınavlarda başarılı olamayan bölge illerinde yaşayan öğrenciler, yıllardır anadillerinden uzak, baştan beri ötekileştirilerek, yok sayılarak, kaliteli ve nitelikli bir eğitim verme anlayışından uzak, asimile etmeye yönelik bir yaklaşımla, kalabalık sınıflarda, öğretmensiz ya da sürekli öğretmen değiştirerek birçok olanaktan yoksun bir öğretim süreciden geçirilmektedirler. Bu kadar eşitsiz ve adaletsiz bir süzgeçten geçen öğrencilere pozitif ayrımcılık yapılması, sınavlara ek puan verilmesi gerekmektedir.''

Sınav giriş belgelerinin de zamanında ulaştırılamadığını ileri süren Buldan, ÖSYM Başkanlığını, bu öğrencilerin daha fazla mağdur olmamaları için acilen önlem almaya çağırdı. Pervin Buldan, ''ÖSYM, öğrenciler arasında bölgesel ve sosyo ekonomik düzey farklılıklarından dolayı ortaya çıkan eşitsizliklerin etkisini en aza indirmek için pozitif ayrımcılık yaparak ölçme ve değerlendirme sistemini bir an önce yeniden düzenlemelidir'' dedi.

AB, Türkiye'ye sürprize hazırlanıyor

| 16 Haziran 2010 Çarşamba
Almanya'nın liberal gazetelerinden Die Welt Türkiye'nin son dönemdeki dış politikasınının değerlendirildiği bir dosya hazırladı. Dosyada AB'li diplomatların yeni bir Türkiye stratejisi üzerinde yaptıkları çalışmaların olduğu belirlendi.

Die Welt'in haberinde Avrupa Birliği'nin yıl sonundaki Türkiye Zirvesi'nde Türkiye'ye çok önemli tekliflerde bulunacağı iddia edildi. Türkiye'nin yeni stratejisi üzerine çalışan üst düzey bir AB'li diplomat, Türkiye'nin önem verdiği müzakere başlıklarını açacaklarını ve bu ülkeye vize muafiyeti getirileceğini söyledi.

Die Welt'in hazırladığı dosyada Türkiye'nin son dönemde Batı'dan uzaklaşmasına İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırarak 9 Türk'ü öldürmesinin sebep olduğu ifade edildi.

İHH'den Gazze'ye yeni filo

|
İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH), önümüzdeki ayın ortalarında Gazze'ye altı gemiden oluşan yeni bir filo göndereceklerini açıkladı. Reuters ajansının haberine göre, Fransa'nın Strasbourg şehrindeki Avrupa Parlamentosu (AP) binasında bir basın toplantısı düzenleyen İHH yetkilileri, Temmuz ayının ortalarından sonra gönderilecek filo için şu ana kadar 6 gemi kaydolduğunu ifade etti.

İHH toplantıda, uluslararası medyayı da konvoy yola çıkmadan önce gemilerdeki tüm malzemeleri incelemeye davet etti.

AP'deki basın toplantısını organize ettiği bildirilen İngiliz vekil Richard Howitt, Avrupa Birliği'nin yeni filonun Gazze'ye girmesini sağlama yükümlülüğü olduğınu söyledi.

TBMM'de çıplak eylem

| 15 Haziran 2010 Salı
TBMM, Zeynel Tırak isimli Antalyalı bir yurttaşın çıplak eylemine sahne oldu. Zeynel Tırak'ın kendisi hakkında verilen istimlak yargı kararını protesto etmek için soyunduğu öğrenildi. Siyasi parti grupları nedeniyle yoğun bir gün yaşarken, daha önce de çeşitli eylemlere sahne olan TBMM'de ilginç bir eylem daha yaşandı. Adının Zeynel Tırak olduğu öğrenilen çıplak bir yurttaş, Meclis bahçesinde koşmaya başladı. Çıplak yurttaş koşarken, durumu fark eden polislerce yakalandı. Meclis bahçesinden götürülen yurttaşın, Antalyalı olduğu ve hakkındaki bir yargı kararını protesto etmek için Meclis bahçesinde çıplak eylem gerçekleştirdiği öğrenildi.

"AKP, Türkiye için karabasandır"

|
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Sayın Başbakan hiç meraklanmasın; halkın iktidarında, yetim hakkı yiyenlerin dosyalarını tekerlekli sandalye ile falan değil, onları güzel kamyonlarla, güzel kamyonetlerle Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz" diye seslendi. AKP'yi "Türkiye'nin karabasanı" olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, baskının gittikçe yayıldığını ifade etti. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan'a yüklendi. "Sayın Başbakan'ın bizim Anayasa Mahkemesi'ne gidiyoruz diye şikayetleri var. Başbakan Türkiye'nin gündeminden koptuğu için ne söyleyeceğini aslında o da farkında değil" diyen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

"Ama ben şunu söyleyeyim. Sayın Başbakan hiç meraklanmasın, halkın iktidarında, yetim hakkı yiyenlerin dosyalarını tekerlekli sandalye ile falan değil, onları güzel kamyonlarla, güzel kamyonetlerle Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Sayın Başbakan şunu unutmasın, kesinlikle unutmasın, kul hakkı yiyenleri sonuna kadar takip edeceğiz."

"Aynaya baksın"

"Derse ki, Sayın Başbakan kim bu kul hakkı yiyenler" diyen Kılıçdaroğlu, "Etrafına baksın, aynaya baksın; kalpazan kimdir? İhaleye fesat karıştıran kimdir? Hayali ihracatçı kimdir, görsün. Ve siyasetle zenginleşmeyi maharet yapanlar kimdir görsün? Kul hakkı yiyenlerden hesap soracağız. Bunun lamı cimi yok. Her şeyi affederiz, kul hakkı yiyenleri affetmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

"Ampulü söndürmenin zamanı"

Amasya ve Tokat'a geçtiğimiz hafta yaptığı ziyaretleri grup toplantısında anlatan Kılıçdaroğlu, "Amasya'da, AKP son sekiz yılda tek çivi çakmış değil. Amasyalılara düşen bir görev var. Önümüzdeki seçimde Amasya'da halkın iktidarını kurmak" diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 Ekim 2002'de Tokat'ta yaptığı konuşmayı hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Tokat'ta ışıklar yakıldı. AKP'ye güven verildi. Ama şeker pancarından kota kalkmadı. Daha da ağır bir kota geldi. Tütündeki sorunlar bitmedi, tütün üreticisi perişan edildi. Traktöre konulacak mazotu sözde AKP iktidarı sağlayacaktı, dünyanın en pahalı mazotunu siz çiftçiye vermeye kalktınız. Geldiğimiz nokta Tokatlılara bir görev düşüyor. Işıkları yaktılar, şimdi ampulü söndürmenin zamanıdır."

Başbakan dedikodu üretiyor

AKP'nin yurttaşa verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "AKP, Türkiye için artık bir karabasandır" dedi. AKP'nin Türkiye'yi yönetme gücünü kaybetmenin ötesinde günlük kısır tartışmalara mahkum olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Halkın sorunlarından kopmuştur, çözüm üretemez hale gelmiştir. Sayın Başbakan'ın yaptığı dedikodu üreterek, başka partilerin içişlerine karışarak, suni gündemler yaratarak Türkiye'yi gerçek gündeminden koparmaktır."

"Neredeyse Başbakan şehitleri suçlayacak"

AKP'nin açılım politikasını eleştiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bir açılım söylemi ile başladılar. Açılımdan bu yana verdiğimiz şehit sayısı 118'dir. Öyle bir noktaya geldik ki, neredeyse Sayın Başbakan şehitleri suçlayacak. Zemin kaybediliyor, zemin kayıyor. Zemin kaybettikçe AKP daha bir baskıcı hal alıyor" dedi.

"Baskı gittikçe yayılıyor"

Gittiği yurt gezilerindeki izlenimlerini anlatan Kılıçdaroğlu, feryatların özgürce dile getirilemediğini belirterek, vatandaşın medya önünde konuşmak istemediğini ifade etti. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Bizimle konuşmak istiyorlar ve şunu söylüyorlar; 'acaba sizinle yapacağımız konuşmayı medyanın olmadığı bir ortamda yapabilir miyiz?' Şaşırdım, niye? 'Çünkü sizinle konuşursak ertesi gün vergi denetçileri kapımızın önüne gelir.' Bu baskıyı biz sanıyorduk ki sadece Ankara, İstanbul ve medya üzerinde var. Bu baskı Anadolu'nun her tarafında var ve gittikçe de yayılıyor."

"Bunun sonu faşizmdir"

"Bir gazeteci kendi köşesinde işledi. Bir arkadaşımız kitap yazıyor. Yazdığı kitap dolayısıyla Cumhuriyet savcıları soruşturma açıyorlar. O kitabı basan yayınevine derhal vergi denetim elemanları geliyor" diyen CHP Genel Başkanı, şunları söyledi:

"Bu ne adına yapılıyor; demokrasi adına, halk adına, özgürlükler adına yapılıyor. Eğer siz bunları demokrasi adına, hukuk adına, halk adına yapıyorsanız alın o hakkı da, özgürlükleri de başınıza çalın. Tam bir korku imparatorluğu yaratmış durumdalar. Söz veriyoruz. Halkın iktidarında özgürlükler sonuna kadar olacak. CHP iktidarında bizi eleştiren medyaya da hak ve özgürlükleri sonuna kadar sağlayacağız.
Biz birileri gibi hesap vermekten korkmuyoruz. Eleştirmekten ve hesap vermekten korkarsanız bunun sonucu baskıcı rejimdir, korku imparatorluğuna gitmedir, bunun sonu demokrasi değil, bunun sonu faşizmdir."

DSHP kapanıyor

| 14 Haziran 2010 Pazartesi
Burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin sitesi olarak devam edersek: Rahşan Ecevit, Demokrat Sol Halk Partisi (DSHP) Kurucular Kurulu'nun partiyi kapatma kararı aldığını açıkladı. DSHP Genel Başkanı Rahşan Ecevit, Demokratik Sol Halk Partisi Kurucular Kurulu'nun partiyi kapatma kararı aldığını bildirdi.

Ecevit yaptığı yazılı açıklama ile DSHP'nin kapatılacağını bildirdi. Türkiye'nin içinde bulunduğu karanlık durumun, halkın bugün yaşadığı sorunların yanı sıra yarınıyla da ilgili ciddi kuşkular doğurduğunu ifade eden Ecevit, Cumhuriyetin kurum ve kurallarına sistemli bir biçimde saldırıldığını, Anayasal sisteme ve laik düzene karşı insafsızca bir mücadele verildiğini kaydetti. Ecevit açıklamasında şunları söyledi:

"Bu tabloyu yaratan AKP iktidarından bir an önce kurtulmak üzere, bireysel ve kurumsal çıkar hesaplarının bir kenara bırakılması ve güçlerin birleştirilmesi gerekmektedir. Mutlu, güvenli ve huzurlu bir Türkiye özleyen halkımızın umudunu gerçeğe çevirmenin yolu bölünmelerden değil birleşmelerden geçmektedir. Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine bağlı kesimlerin Cumhuriyet Halk Partisi'ne destek olmaları çağrıma Demokratik Sol Halk Partisi de katılmış ve 12 Haziran 2010 günü toplanan Demokratik Sol Halk Partisi Kurucular Kurulu, partiyi kapatma kararı almıştır. Solda birlik adına çok önemli olan bu gelişmenin daha da yaygınlaşması ve solun yanı sıra merkezi de kapsayacak biçimde genişlemesi en büyük dileğimdir."

Yeni İl Başkanı'ndan ilk değerlendirme

|
Sizlere bu konumuzda burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin yarışması sitesidir olarak Chp ile ilgili bir haberi sunmak ve Cumhuriyet Portaldan alıntı yapmak istedik: CHP'nin yeni İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, eski Başkan Gürsel Tekin'in tecrübelerinden ve bilgilerinden istifade edeceklerini ifade ederek, "Dün bu görevi yapan arkadaşımızın tecrübeleri yarın bizim çalışmalarımıza öncülük yapacaktır, katkı sunacaktır. Çünkü biz bir takımız" dedi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) tarafından CHP İstanbul İl Başkanlığı'na atanan Berhan Şimşek, ilk değerlendirmesini CHP Genel Merkezi önünde gazetecilere yaptı. CHP İstanbul İl Başkanlığı'na atanmasını "Kızım için, benim için, partim için hayırlı uğurlu olsun. Çok önemli bir görev. Bu görevi bizden önce yapan arkadaşlar çok değerli arkadaşlardı. Çok önemli İstanbul'a katkıda bulundular, çok değerli katkılar yaptılar" sözleriyle değerlendiren Şimşek, daha önceden kendisine İstanbul İl Başkanlığı'nın önerilmediğini ifade ederek, "Biz kurumsal siyaset yapıyoruz, bireysel siyaset yapmıyoruz. Bu bir parti görevidir. Sayın Genel Başkan, Sayın Genel Sekreterimin, arkadaşlarımın vermiş olduğu bir görev. Bunu en iyi şekilde İstanbul için, Türkiye için başarmaya, hayata katmaya çalışacağız" diye konuştu.

Şimşek, İstanbul halkıyla barışacaklarını, İstanbul merkezinin ötesinde varoşlara, sivil toplum örgütlerine, meslek odalarına, sendikalara, memleket derneklerine kucak açacaklarını, onların önerileriyle bir İstanbul İl Yönetimi'nin olacağını anlattı.

"İstanbul'u bir çiftlik gibi yiyemeyecekler"

Şimşek, "Gürsel Tekin İstanbul İl Başkanlığı'na dönmek istediği halde atanmadı, siz atandınız. Ne değişecek" sorusu üzerine "Arkaya dönüp bakmak, Sayın Tekin için, benim için veya partimizin yetkili organları için, buraya gerek yok. Bugün böyle bir karar alındı. Bu kararın içerisinde değerli kardeşim, sevgili başkanım Gürsel Tekin'i veya bir başka arkadaşı yok saymak gibi bir şansımızın ve lüksümüzün olmadığını bilmemiz gerekiyor. MYK üyeliği veya il başkanlığı... Bizim amacımız, bizim kendimize aradığımız bir masa, taşıyacağımız bir mazbata değil, CHP'yi iktidara taşımaktır. Bu ülkenin çok büyümüş sorunlarını her anlamda hep beraber çözüme ulaştırabilmek ve iktidar olmaktır. Kişilere bir rol, kişilere bir masa arama anlayışı değil" diye konuştu. Gürsel Tekin'in İl Başkanlığı görevini çok başarılı bir şekilde yerine getirdiğini, Tekin'in tecrübelerinden ve bilgilerinden istifade edeceklerini anlatan Şimşek, "Dün bu görevi yapan arkadaşımızın tecrübeleri yarın bizim çalışmalarımıza öncülük yapacaktır, katkı sunacaktır. Çünkü biz bir takımız" dedi.

Şimşek, sadece İstanbul'un sorunlarını anlatmayacaklarını, sorunları tespit edip çözüm önerilerini de sunacaklarını, "Mustafa Kemal duyarlılığıyla, sevgisiyle, düşüncesiyle" çalışacaklarını ifade etti. İstanbul'da "temiz siyaset" yapacaklarını kaydeden Şimşek, şöyle konuştu:

"Hiç merak etmesin İstanbul halkı. Türkiye nasıl Kemal Kılıçdaroğlu ile başlayan yolculukta merakları, kaygıları azaldı. İstanbul da hiç merak etmesin, İstanbul'un dün de sahipleri vardı arkadaşlarımın emeğiyle, yarın itibariyle aynı anlayışla sahipleri olacaktır. İstanbul'u bir çiftlik gibi, bir Kadir Topbaş çiftliği, bir Recep Tayip Erdoğan çiftliği gibi yiyemeyecekler, yedirmeyeceğiz. Kavga etmek adına bunları söylemiyorum. Saklanacak, gizlenecek bir şeyimiz yoktur. Sayın Genel Başkan'ın ifade ettiği gibi 77 göbeğimizi, 77 sülalemizi araştırabilirler, Berhan Şimşek'i de araştırabilirler. Ama yorulurlar, çünkü A4 kağıdının üzerinde bir kalem ucu kadar leke bulamayacaklar."

Şimşek, Gürsel Tekin'i hemen arayacağını, Tekin'in arkadaşı ve "siyasi akrabası" olduğunu ifade ederek, "Bir dargınlık, bir kırgınlık yok. Hiçbir şey olmayacak. Eğer birilerini oralarda görmek gerekiyorsa o ben olacağım. Herkes benim omuzlarımın üstünde taşınacak. Daha önce darılan, küsen, giden arkadaşlar, incinen arkadaşlar, haklı veya haksız, hepimiz toparlayacağız. Türkiye'nin CHP'ye ve kadrolarına ve anlayışına ihtiyacı var. Onun için herkesin omuzlarımızın üzerinde yeri var. Bu anlayış içerisinde İstanbul İl Başkanlığını Genel Merkez'in siyasetleriyle, ürettikleriyle paralellik içerisinde götüreceğiz" diye konuştu.

Beşiktaş'tan bomba transfer

| 13 Haziran 2010 Pazar
Beşiktaş, uzun süredir peşinden koştuğu Inter'in Portekizli oyuncusu Ricardo Quaresma ile anlaştı. Siyah-beyazlı kulübün resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, ''Bir süredir transfer görüşmeleri yaptığımız Inter'in Portekizli oyuncusu Ricardo Quaresma'yı siyah-beyazlı renklerimize bağladık. Quaresma artık Kartal'' denildi.


Site yoğunluktan kitlendi

Quaresma'nın transferinin ortaya çıkmasından sonra siyah-beyazlı kulübün internet sitesi kitlendi.

Taraftarların yoğun bir şekilde Beşiktaş'ın internet sitesine girmek istemeleri nedeniyle bir süre siteye ulaşmak mümkün olmadı.

İç savaşın ayak sesleri

|
Kırgızistan'da Oş ve Celalabad kentlerindeki çatışmalar yüzünden ülkedeki 75 bin Özbek, Özbekistan'a sığındı. Rus RİA-Novosti ajansının Özbekistan Olağanüstü Hal Bakanlığı'na dayandırdığı haberinde, mültecilerin önemli bölümünde Kırgız askerlerinin "hükümetin vur emrinden dolayı" kurşun yaraları olduğu iddia edildi.

Kırgızistan'ın geçici hükümetinin çağrısıyla Rusya, bugün 300 mevcutlu hava indirme birliği askerini asayişi temin için Kırgızistan'a gönderdi.

Kremlin hükümeti, Bişkek hükümetinin yardım talebini dün kabul etmemişti.Kırgizistan'ın kuzeyinde halklar arası çatışmalardan uzak bölgede, hem Amerikan hem de Rus askeri üssü bulunuyor.



Rusya, asker gönderdi

Rusya'nın Kırgızistan'daki askeri üssünü korumak için gönderdiği bir tabur paraşütçü askerin üsse vardığı bildirildi.

Rus İnterfaks ajansı, adını açıklamadığı bir Rus güvenlik kaynağına dayanarak verdiği haberde, Kırgızistan'a ulaşan taburun görevinin bu ülkedeki Rus askeri üssünün, Rus askerlerinin ve ailelerinin güvenliğini sağlamak olduğunu duyurdu.

Bu arada Rus İtar-Tass ajansı da bölgedeki kaynaklara dayanarak yayımladığı haberde, olayların meydana geldiği Oş ve Celalabad kentlerindeki insanların, acil ilaç ve gıda yardımına ihtiyacı olduğunu belirtti.

Bölgeye yardım malzemesi götürmeye çalışan bir örgütün sorumlusu olan Rinat Samutdinov da ajansa yaptığı açıklamada, Kırgızistan'daki insanların "gıda, ilaç ve giyecek için ağladığını" belirterek, özellikle çatışmaların yoğun olduğu Oş ve Celelabad'a 10 hazirandan beri kamyonların gidemediğini, bu yüzden başkent Bişkek sakinlerinden acil yardım talebinde bulunduklarını söyledi.

İnsani yardım malzemelerini 10 hazirandan beri Celalabad ve Oş kentine getirmenin imkansız olduğunu söyleyen Samutdinov, "Şoförler yağmalama yüzünden Bişkek-Oş istikametine gitmek istemiyorlar. Kızıl Haç dahil hiçbir uluslararası kuruluşun yardım araçları bölgeye ulaşamıyor" dedi.

Samutdinov, Kırgızistan'ın güneyindeki insanların en çok tahıl ürünleri, şeker, makarna, konserve yiyecekler, çay, yağ, bandaj, ağrı kesici, şırınga ve yüksek tansiyon ilaçlarına ihtiyacı olduğunu söyledi.

Yardım kuruluşları Bişkek'te topladıkları para, giyecek, gıda ve ilaç yardımlarını uçakla ülkenin güneyine ulaştırmaya çalışırken, Bişkek kent yönetimi bu konuda yardım kuruluşlarına yardımcı olacaklarını belirtti. Kent yönetimi, Manas havaalanından bugün gıda ve giyecek dolu bir yardım uçağının havalandığını kaydetti.


18-50 yaş grubundaki vatandaşlar silah altına alınacak

Kırgızistan'da, ülkenin güneyindeki Oş ve Calalabad eyaletlerindeki etnik çatışmaların durdurulması için 18-50 yaş grubundaki vatandaşların silah altına alınmasına karar verildi.
Geçici hükümetin Başbakanı Roza Otunbayeva, Savunma Bakanlığı'na 50 yaşına kadar olan vatandaşların askere alınmasını öngören kararı imzaladı.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, bugün yerel saatle 15.00'e kadar vatandaşların yerel yönetimlere başvurması çağrısında bulundu.

Türk öğrenci Özbek sınırında

Oş kentinde okuyan Barçınay Çiftçi, komşusunun evinin ev sahipleriyle birlikte yakılması üzerine sığındığı müstakil evi Özbek kadınlarıyla terk etmek zorunda kaldığını belirtti.
Çiftçi, şu anda Andican bölgesinde Kırgız ve Özbek sınırları arasında birlerce kişiyle Özbekistan'a gitmek için beklediğini söyledi.

Yanında çoğu kadın, hamile ve ihtiyarların bulunduğunu belirten Çiftçi, ''Özbek tarafı herkesi almıyor. Burada çok korkuyoruz. Durum çok gergin. Kırgız gümrüğü ve sınır geçidi yağmalandı ve yıkıldı. Orada kimse yok. Geri dönmeye çok korkuyoruz. Özbekistan sınırına yolda gelirken dağda keskin nişancıların hedefi olduk. Allah'a şükür kurtulduk. Keskin nişancılar ışıklı pompalı silah kullanıyor. Şehirde o kadar çok ev yanıyor ki'' dedi.

Çiftçi, Türk pasaportunu gören Özbek gümrük yetkilisi kendisine mülteci durumuna düşmemesi için Özbekistan'a geçmeyi tavsiye etmediğini ifade etti. Şu anda ne yapacağını bilmediğini ve burada sabaha kadar beklemeyi sürdüreceğini söyleyen Çiftçi, Özbekistan tarafında tankları ve askerleri gördüğünü hatırlattı.

Geride kalan arkadaşların ve Özbeklerin bir evde 60-80 kişinin saklandığını söyleyen Çiftçi, o evlere gitmek istemediğini ifade etti.

Ahıska Türklerine ait iki ev yandı

Sovyetler Birliği'nin son günlerinde 1989 yılının haziran ayında Fergana Vadisi'nde Ahıska Türklerine ait evlere saldırılardan sonra Kırgızistan'ın Oş eyaletine sığınan yaklaşık 12 bin Türk olayları endişeyle izliyor.

Oş kent merkezinde sayıları çok az olan Ahıska Türklerinin çoğu şehir dışındaki köylerde yaşıyor. Merkezdeki çatışmaları ve silah seslerini duyan Ahıska Türkleri çocuklarını, kadınlarını, ihtiyarlarını güvenli yere götürdü.

Ahıska Türkleri Derneği Başkan Yardımcısı ve Oş eyaleti sorumlusu Kemal Karayev, Furkat ilçesinde Özbeklere ait evler ateşe verilirken Türklere ait iki evin de ateşe verildiğini söyledi.
Karayev, yakınlarını ve yaşadığı köydeki Türklerin Özbekistan'ın sınırına götürüldüğünü belirtti.
Oş'ta çatışmaların bir an önce durdurulmasını istediklerini kaydeden Karayev, ''Burada Kırgız ile Özbekler barış içindeydi. 20 yıldır burada sorun yoktu'' dedi.

Karayev, Oş'taki olayların kent merkezinde bir gazinoda çıkan silahlı çatışmadan kaynaklandığının, daha sonra etnik çatışmaya dönüştüğünün ileri sürüldüğünü anımsattı.
Karayev, buradaki Özbeklerin evlerini terk ettiğini ifade etti.


Kongreye gelen Türkler Calalabad'dan ayrıldı

Bu arada, Calalabad kentinde önceki gün gerçekleşen kongreye katılmak üzere Türkiye'den gelen bir grup Türk, dün akşam Bişkek'e geldi. Kongre katılımcıları, bu gece Bişkek'ten İstanbul'a gidecek.

Öte yandan, yerli ve yabancı öğrencilerin Oş eyaletinden tahliyesinin devam ettiği öğrenildi.
Kırgızistan'ın güneyinde meydana gelen silahlı çatışmalarda Türk vatandaşlarına yönelik saldırı haberi yok. Birçok Türk öğrencisi hem Kırgız hem de Özbek evlerinde sığınmış.

Oş Havaalanı ile Oş-Calalabad-Bişkek kara yolu sivil için güvenlik nedeniyle kapalı tutuluyor.
Ülkenin güneyinde 11 Hazirandan bu yana Kırgızlar ile Özbekler arasında süren çatışmalarda 77 kişi öldü, bin 32 kişi yaralandı. Resmi olmayan rakamlara göre ölü sayısının 500'ü geçtiği yaralı sayısının 2 bin 500'ü aştığı söyleniyor.

Davutoğlu, Saudabayev ve Atambayev ile görüştü

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kırgızistan'daki olaylar konusunda, AGİT dönem başkanı Kazakistan Dışişleri Bakanı Kanat Saudabayev ve Kırgızistan Geçici Yönetimi Başkan Yardımcısı Almazbek Atambayev ile birer telefon görüşmesi yaptı.

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Türkiye'nin başlıca önceliğinin, "Kırgızistan'daki Türk vatandaşlarının kaygılarının giderilmesi olduğu" belirtildi. Açıklamada, "Vatandaşlarımızın olaylardan etkilenmemesini teminen gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması Kırgız yönetiminden talep edilmiştir" denildi.

"Saldırılar dışarıdan yönetiliyor"

Kırgızistan'da geçici hükümetin yargı konularından sorumlu Başbakan Yardımcısı Azimbek Beknazarov, ülkenin güneyindeki çatışmaların yurtdışından yönetildiğini savundu.
Beknazarov, devlet televizyon kanalında katıldığı bir programda yaptığı açıklamada, ülkenin güneyindeki olayların çok başarılı biçimde önceden hazırlanmış olduğunu ve yurtdışından yönetildiğini söyledi.

Celalabad'da televizyon binası yandı

Kırgızistan'ın güneyinde Kırgızlar ile Özbekler arasında başlayan çatışmalar bugün karanlığın çökmesiyle Celalabad kentine sıçrarken, kentteki bir televizyon binasının ateşe verildiği bildirildi. Ülkenin güneyindeki üçüncü büyük kent olan Celalabad'ta, bir televizyon kanalına ait bina tamamen yandı. Özbek asıllı iş adamı ve eski milletvekili Kadircan Batırov'a ait olduğu bilinen Kırgız Özbek Üniversitesi binası da kundaklandı, şehirde birçok dükkan ve iş yerinin ateşe verildiği kaydedildi.

Erdoğan'dan Avrupa Birliği'ne çok sert sözler

| 12 Haziran 2010 Cumartesi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliğine "Eğer Hristiyan kulübü değilseniz Türkiye'yi Avrupa Birliğine almak zorundasınız" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon'da Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde kendisine verilen fahri doktora takdim törenine katıldı. Törende yaptığı konuşmasında Başbakan Erdoğan Avrupa Birliğine yönelik çok sert açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle,

-Türkiye’nin bu seçkin üniversitesinden adeta kendimle yaşıt üniversitesinden aldığım bu ünvanı gururla taşıyacağımı özellikle bilmenizi istiyorum.

-Bugün ayrıca KTÜ’nün bazı yeni birimlerinin de resmi açılışlarını yapıyoruz. Petrol araştırma laboratuarı, temel tıp bilimleri binasını KTÜ’ye, Trabzon’umuza armağan ediyoruz.

-Bizim öğrencilik dönemimizde Türkiye’de çocuklar zor şartlarda eğitim görürdü. Karadeniz’de bu çok daha büyüktü. Sabah ezanıyla yola çıkarlar, patikalardan, o ayaklarındaki yırtık pabuçlarla kilometrelerce yürüyerek, sırılsıklam okullara ulaştılar. Çocuklar bu sıkıntıyı çekerek üniversiteye girdiler, sonra da oralarda tutunma mücadelesini verdiler.

-Hükümetimiz döneminde eğitim yatırımlarını milli bütçemizin birinci sırasına yerleştirdik. Her ile üniversite kazandırmamız bu manada çok önemlidir.

-Bu yeni üniversitelerin bugün sorunları olabilir, bunu biliyorum. Ama bu sorunların çok hızlı şekilde aşıldığını, üniversitelerin hızlı şekilde o illerimizin umudu haline geldiğini görüyorum. Ağırlığı sadece yeni üniversitelere vermiyoruz.

-7,5 yılda KTÜ bünyesinde 7 fakülte, 6 MYO, 5 yüksekokul ve devlet konservatuarı devreye girdi. Teknokent bitme noktasına geldi.

-29 Ekim 1923’te cumhuriyetimiz kurulduğunda ciddi sorunlarla karşı karşıyaydık. Enerjisini gençlerini kaybetmiş bir ülke bu tarihle, daha büyük bir mücadelenin içine girdi. 87 yılda gerçekten büyük işlere T.C. imzasını attı. Bugün dünyanın daha saygın bir ülkesi, daha güçlü bir ülkesi konumuna geldi.

-Ancak potansiyelleri göz önünde bulundurulduğunda, özellikle 1923 ve sonrasındaki heyecanlarına atılımlarına bakıldığında, Türkiye’nin bugün olması gereken yer bugünden çok daha yüksekte olması gerekirdi.

-Dış politikada da yaşadık. Türk dış politikası, idare-i maslahatla günü kurtardı. Kendi komşularına bile açılamadı. Eğer idarede başarısızlık varsa fatura dünyaya kesiliyordu. İşte bu paranoya safhasına ulaşmış kaygılar, dış politikanın sonunda aşılmaz setler oluşturuyordu.

-Araplarla karşılıklı yatırımlar ne zaman devreye girse, gizli bir el devreye giriyor. Bu işbirliği engelleniyor. Ne zaman Araplar bir yatırım yapacak olsa, ‘Araplar bizi arkamızdan vurdu biz niçin işbirliği yapıyoruz’ başlıkları atılıyor.

-Ne zaman bir Arap iş adamı ülkemize gelse, manşetler: ‘Yeşil sermaye, İslamcı sermeye, Arap sermayesi’ gibi ırkçı ayrımcı dil sahneye konuyor.

-Türkiye’nin dış politikasında bir eksek kayması söz konusu değil. Bir eksen kaymasından bahsedenler art niyetli değillerse, Türkiye’nin yeni rolünü anlayamamış, kavrayamamış olanlardır.

-AB ile katılım müzakerelerini başlatan bu hükümet. Biz ne zaman müracaatı yaptık 1959. resmi müracaat 1963. O günden bugüne biz yırtınıyoruz, çırpınıyoruz. Hala oyalıyorlar. Bir bakanlık kurduk bu iş için. Bütün bunlara rağmen oyalıyorlar, bunu özel görüşmelerde bazı samimi olan Avrupalı bakanlar bize söylüyorlar.

-Ben kendilerine açıkça söylüyorum, siz Hıristiyan kulübü değilseniz siz Türkiye’yi almaya mecbursunuz. Biz bugün son alınan 10 ülke ile mukayese edilemeyecek düzeyde AB müktesebatına sahip bir ülkeyiz. O ülkelerin hepsini tanıyoruz. Gidiyoruz geziyoruz görüyoruz hepsi belli. Ama bunlar çok çok gerilerde. S

-Sanal bütçeler var bunlarda. Karar zaten siyasi tek söyledikleri şey siz büyük bir ülkesiniz, coğrafyanız büyük, nüfusunuz yok. Çünkü siz buraya girdiğiniz zaman ilk üç ülkeden biri olacaksınız.

-Siz AB bir güç merkezi olmak istemiyor musunuz? İşte medeniyetler ittifakı girişimini başlatan bir hükümetiz.

Davul zurnayla, kurbanlarla karşılanan doktor

|
Ağrı'daki özel bir hastaneden Adana'daki bir tıp merkezine transfer edilen kadın doğum doktoru, futbolcu transferlerini andıran törenle karşılandı. Üstü açık otomobille tıp merkezine gelen doktor için kurban kesildi, omuzlara alınarak tıp merkezi önünde tur attırıldı. Adana'nın merkez Yüreğir ilçesinde bir süre önce faaliyete geçen özel tıp merkezi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Hasan İpek'in göreve başlayacak olması dolayısıyla sıra dışı bir gün yaşadı.

Tıp merkezinin kurucularından Dr. Cumali Taktakoğlu ile aynı okuldan mezun olan ve arkadaşlıkları 33 yıldır devam eden Hasan İpek, arkadaşından gelen teklif üzerine Ağrı'da görev yaptığı hastaneden istifa ederek Adana'ya geldi.

Üstü açık spor bir otomobille geldiği tıp merkezinin önünde kendisi için düzenlenen törende heyecanlı anlar yaşayan Dr. Hasan İpek, muayene için gelen hastalar ve çevredeki vatandaşlardan gördüğü ilgi karşısında şaşkınlığını gizleyemedi.

Kurban kesilen, anlına kurbanın kanı sürülerek, omuzlara alınan doktor, bir süre tıp merkezi önünde tur attırıldı. Dr. İpek, daha sonra tekrar otomobiline bindirilerek, aynı araca alınan davul zurna ekibinin eşliğinde turunu sürdürdü.

Futbolcu transferlerini andıran törende konuşan İpek, devlet memurluğu görevinden emekli olduktan sonra kendi muayenehanesini de bir arkadaşına bırakarak gönüllü olarak Ağrı'ya gittiğini söyledi.

Ağrı'daki özel bir hastanede 16 ay görev yaptığını belirten İpek, şöyle konuştu: ''Adana'da sağlık müdür yardımcılığı da dahil olmak üzere birçok sağlık kuruluşunda görev yaptım. Emekli olduktan sonra da kendi isteğimle Ağrı'da konusunda uzman doktor olmadığı için bu kentteki özel bir hastanede çalıştım. Ağrı'da 700'den fazla ameliyat yaptım. Uzman kadın doğum doktoru olmadığı için oradaki hastalar daha önce Erzurum'a gidiyormuş. Transfer olduğum Adana'daki tıp merkezinin kurucusu arkadaşım Dr. Cumali Taktakoğlu'nun ısrarı üzerine bu kente gelmeye karar verdim. Şimdi burada hasta kabulüne başlayacağım. Taktakoğlu'nun, söz verdiği gibi beni davul zurna eşliğinde kurban keserek karşılamasından mutlu oldum. Sanki yeni mezun olmuş ve göreve yeni başlayacakmış gibi heyecanlıyım.'' Dr. Cumali Taktakoğlu da aynı fakülteden mezun arkadaşının, transfer teklifini kabul ederek gelmesinden mutlu olduğunu söyledi.

Taktakoğlu, "Hasan İpek'le tıp merkezimizde daha iyi bir enerjiyle hizmet vereceğimize inanıyorum. Kendisine karşılama töreni için verdiğim sözü yerine getirmekten de mutluyum" dedi.

Rusya, İran'a füze satışını durdurdu

| 10 Haziran 2010 Perşembe
Bu konumuzda burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin yarışması sitemizi güncellemek amacıyla sizlere bir haberi daha veriyoruz: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, İran'a yaptırımlar konusunda red oyu veren Rusya, İran'a yapacağı S-300 füze sistemi satışını donduracağını açıkladı. Rusya'nın İran'a S-300 füze sistemi satışını donduracağı bildirildi.

Rus İnterfaks ajansının Rus silah sanayii kaynaklarına dayanarak verdiği haberde, BM Güvenlik Konseyinin İran'a dün yeni yaptırım kararı almasının ardından, S-300 satışı anlaşmasının dondurulacağı belirtildi.

Rus yetkilileri, daha önce yaptıkları açıklamalarda, yaptırımların S-300 satışını engellemeyeceğini söylemişti. ABD ve İsrail, Rusya'dan bu satıştan vazgeçmesini defalarca istemişti.

İran ve Rusya, gelişmiş uzun menzilli hava savunma sistemi S-300'lerin alım satımıyla ilgili anlaşmayı 2007'de Kremlin'de imzalamıştı. 800 milyon dolarlık anlaşma, Rusya'nın İran'a 5 adet S-300 füze sistemi satışını öngörüyor.

CHP'de ilk çatlak

|
burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin yarışması sitesidir sizlere bugün chp hakkında olan bir haberi sunmak istedi: CHP'de yönetimin değişmesinin ardından ilk çatlak Samsun İl Başkanı Yılmaz Türkoğlu'ndan geldi. İl yönetimi olarak istifa kararı alan Türkoğlu, "Şevkimiz kırıldı, çalışma ortamımız kalmadı. İmza olayından sonra 'bizim kimseye bir tavrımız yok' dedik. Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklediğimizi söyledik. Ama inanmayanlar oldu. Bu tavrı da sürdürüyorlar. Rahatsız olanlar olduğu için ayrılma kararı aldık. Ne yaparlarsa yapsınlar" dedi. CHP 33. Olağan Kurultayı'na giderken 77 il başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklerken, 4 il başkanı bildiriye imza atmamıştı.

Antalya, Ağrı, İzmir ve Samsun il başkanları dışında 77 il başkanı kurultayda Kılıçdaroğlu'nu aday göstermişti. Kurultayın üzerinden iki hafta geçmeden ilk çatlak Samsun'da ortaya çıktı. Gelen tepkilere dayanamayan Samsun İl yönetimi istifa kararı aldı.

Samsun İl Başkanı Yılmaz Türkoğlu, "12 kişi ile birlikte istifa kararı aldık. Yıllardır partiye hizmet ediyorum. İstifadan dolayı üzgünüm, ancak şevkimiz kırıldı. Çalışma ortamımız kalmadı" diye isyan etti.

"Ne yaparlarsa yapsınlar"

Kemal Kılıçdaroğlu ile sorunları olmadığına dikkat çeken Türkoğlu, "İmza olayından sonra 'bizim kimseye bir tavrımız yok' dedik. Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklediğimizi söyledik. Ama inanmayanlar oldu. Bu tavrı da sürdürüyorlar. Rahatsız olanlar olduğu için ayrılma kararı aldık. Ne yaparlarsa yapsınlar" diye konuştu.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nu istifa kararını bildirmek için aramadığını belirten Türkoğlu, "O da bizi aramadı" dedi. Seçim atmosferine girildiğini ifade eden Türkoğlu, "Arkadaşlara rahat çalışma imkanı vermek istedik" dedi.

"Arkadaşların çalışma şevki kırıldı" diye konuşan Türkoğlu, "Hiç kimseye dargınlığımız yok, ama üzgünüz. Kimseye anlatamadık. Bizim Kemal Kılıçdaroğlu ile bir sorunumuz yok" dedi.

'Cinayetin ardındaki gerçeği bilmek istiyoruz'

|
İtalya'da Vatikan'a bağlı haber portallarından biri olan Asia News, Papalık Anadolu Temsilcisi Piskopos Luigi Padovese'nin şoförü tarafından bıçaklanarak öldürülmesinin, "karanlık güçlerin işi" olabileceği biçimindeki iddiasını bugün bir kez daha tekrarladı. Türkiye'deki İtalyan Katolik yetkililerden İzmir Başpiskoposu Ruggero Franceschini, İskenderun'daki cinayetin ardından katil zanlısı olarak tutuklanan Murat Altun'un ''karanlık güçler'' tarafından kullanıldığını düşündüklerini belirterek, ''Cinayetin ardındaki gerçeği bilmek istiyoruz. Murat deli olmadığı gibi fanatik biri de değil'' dedi.

Başpiskopos Franceschini, İtalya'da bulunduğu sırada Asia News'e verdiği demeçte, Altun'u 10 yıl önce bizzat kendisinin işe aldığını belirterek, ''Murat'ın başkaları tarafından kullanıldığını düşünüyorum. İskenderun'da, cenaze töreni öncesinde görüştüğüm Adalet Bakanı ve savcıya da söyledim: Bizler gerçeği, sadece gerçeği bilmek istiyoruz. Başka yalanlar istemiyoruz, bu işin ardında pek çok insan mı var, az insan mı var, bu bir aşk cinayeti mi, neyse ne! Hiç bir şeyin gizli bırakılmamasını istiyoruz" diye konuştu.
Franceschini, cinayetin ardında, ''Türkiye'de hükümeti istikrarsızlığa sürüklemek isteyen, nostaljik ve de muhtemelen anarşist gruplar'' olarak tarif ettiği "karanlık güçler"in bulunabileceğini iddia etti.


'Kuşku uyandıran noktalar'

İzmir'de son altı yıldır başpiskopos olarak görev yapan 71 yaşındaki Franceschini, cinayette kuşku uyandıran noktaları şöyle özetledi: ''Cinayetin işleniş biçimiyle kamuoyu yanıltılmak istenmiş gibi görünüyor. Murat Altun adlı delikanlı, piskoposu öldürdükten sonra, 'Büyük şeytanı öldürdüm! Allahüekber' diye bağırmış. Bu gerçekten çok garip. Murat şiddet içeren cümleler söyleyebilecek biri değildir. Ben onu en az 10 yıldır tanıyorum. Onu kilisede işe alan benim. Asla o tür ifadeler kullandığına tanık olmadım. Dini bütün bir Müslüman değildi. Hristiyan olmaksızın Hristiyan kültürüne sahip biriydi. Bize ne babasının bir düşmanlığı vardı ne de onun. Ben onların başkaları tarafından kullanıldığını düşünüyorum.''

İzmir Başpiskoposu Franceschini, cinayete cinsellik boyutu katılmasını da inandırıcı bulmadığını belirterek, ''Katil, cinayetin ardında cinsel nedenler olduğundan, Piskopos Padovese'den bunun karşılığında para aldığından söz etmiş. Ancak bunun da kafa karıştırmak için ortaya atıldığını düşünüyorum. Olayın hemen ardından ortaya atılan ve de Murat'ın akıl hastası ve fanatik olduğunu ileri süren yalana da inanmıyoruz. İki iddia da doğru değil. Olaydan birkaç gün önce kendini deli olarak yutturmaya çalışmış. Ama hekimler aklının yerinde olduğunu ve bu türden iddialarla kendilerini meşgul etmemesini söylemişler. Murat'ın bu gerekçeleri avukatların tavsiyesiyle ürettiğini düşünüyorum. Böylece muhtemelen birkaç yıllık bir mahkumiyetle kurtulacağını sanıyorlar'' görüşünü savundu.

'Cinayet ideolojik ya da dinsel nitelikli değil'

İtalya Dışişleri Bakanı Yardımcısı Stefania Craxi, muhalefetin konuya ilişkin soru önergeleri üzerine bugün Temsilciler Meclisi'nde yaptığı açıklamada, ''İskenderun'daki cinayet ideolojik değil. Hadise ideolojik veya dinsel nedenli bir cinayet biçiminde yorumlanamayacağı gibi, Türkiye'de Hristiyanların güvenliği açısından bir gerileme göstergesi olarak da telakki edilemez'' dedi. Craxi, akli sorunları olduğu ileri sürülen katil zanlısının hemen yakalandığına işaret ederek, ''Cinayetin hızla soruşturulmasını isteyen Ankara'daki büyükelçiliğimiz gerek Türkiye nezdindeki Vatikan Büyükelçiliği, gerekse ilgili yargı organlarıyla sürekli temas halindedir" diye konuştu.

burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin yarışması sitesidir olan sayfamızı takip etmeye devam edin.

"Kameralar önünde 'One minute' kapılar ardında 'Yes please'"

| 8 Haziran 2010 Salı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor. Kılıçdaroğlu'nun konuşması partililerin "Kemal Başbakan" sloganlarıyla zaman zaman kesiliyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında söz düellosu hız kesmeden devam ediyor. Kılıçdaroğlu, Başbakan'a, "Şimdi ateş bacayı sardı, korkmaya başladı, seçim geliyor, ne yapacak? Gazze'deki Müslümanları Türkiye'de oya tahvil edecek, bunun peşinde. Sayın Başbakan, yedirmezler, Başbakan sana yedirmezler" diye seslendi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM CHP Grubu'nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Eleştiri oklarını Başbakan'a yönelten Kılıçdaroğlu, kimi zaman "Recep Bey", kimi zaman da "Sayın Başbakan" diye hitap etti.

Başbakan'a doğruları söylemek yakışır

Gazze'ye yardım götüren gemiye yapılan saldırının ardından hükümetin izlediği politikayı eleştiren CHP Genel Başkanı, şöyle dedi: "Yara soğudu, gelelim günümüze, ne oldu? Esti gürledi. Bugün ne oldu. BM Güvenlik Konseyi İsrail Hükümeti'ni kınayan bir karar almadı. Sayın Başbakan, BM Güvenlik Konseyi'nin İsrail'i kınayan kararı aldığını söylüyor. Böyle bir karar yok. Bir Başbakan'a doğruları söylemek yakışır, yanlışları değil."

Hükümet yanlış tercümenin arkasında sığınıyor

Yapılan başkanlık açıklamasında da doğrudan İsrail Hükümeti'ni kınayan bir söylemin söz konusu olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Dışişleri Bakanlığı'na yakışmayan yanlış bir tercüme söz konusudur. Yanlış şurada; İngilizce metinde, orijinal metinde 'eylemleri kınıyor' demiştir, 'eylemi' değil. Dışişleri Bakanlığı tercüme ederken 'eylemleri' sözcüğünü kaldırıp yerine 'eylemi' koyuyor. Niçin? Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti acizliğini yanlış bir tercüme yaparak mı korumak istiyor? Yanlış bir tercümenin arkasına sığınarak mı onurunu korumak istiyor? Bunu şiddetle reddediyoruz" ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, olayın incelenmesi için ulusular arası komisyonun kurulmasını
istediklerini, ancak bunun da sonuçsuz kaldığını söyledi.

Dünya küçük Recep Bey

Hükümeti aktif bir diplomasi yürütememekle suçlayan CHP Genel Başkanı, "Diplomasiyi aktif olarak devreye sokun dedik. Bir şey oldu m? Hayır. Demek ki, AKP Hükümeti, bürokratları suçlarken kendini korumak için farklı bir yöntem seçmiş oluyor. Biz bağıralım, çağıralım, diğer ülkelerde ne olduğu da yurttaşların haberi olmaz. Dünya küçük Recep Bey, dünya küçük, bilmeniz lazım" dedi.

CHP Genel Başkanı, BM İnsan Hakları Konseyi, Arap Birliği, İslam Kalkınma Örgütü'nden de sonuç çıkmadığını belirterek, "NATO kınamadı ve AB de bu olayları geçiştirdi" diye konuştu.

AKP duvara çarptı

"Esen, gürleyen, neredeyse savaş ilan eden Sayın Başbakan görsün ki, dış politikayı iç politikaya alet ederseniz gelir duvara çarparsınız. Şu anda AKP geldi duvara çarptı" diye seslenen Kılıçdaroğlu, AKP'li kurmayların birbirlerinden farklı açıklamalarda bulunduğuna dikkat çekti.

CHP Genel Başkanı, bu olayın bilinmeyen, karanlık noktaları olduğunu belirterek, "AKP bulanık sularda. Birincisi şu; Sayın Başbakan İsrail Hükümeti'ni yerden yere vuruyor, iç politikası malzemesi yapıyor. Mütevazı bir soru soralım; Filistin'in bütün itirazlarına rağmen OECD'ye İsrail'in üyeliğine neden 'evet' dedi? Yani kameraların önünde one minute, kapalı kapılar ardında yes please." diye konuştu.

"Yazışmaları açıklamazsan, 9 yurttaşımızın ölmesinde rol üstlenirsin"

AKP'nin ikiyüzlü bir politika izlediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Adam gibi duracaksın, söylediğinin arkasında duracaksın. Bizim bildiğimiz yiğitlik böyle olur. Yiğitlik, efelenmek, böyle; iki laf söyleyeceksiniz, köşeyi döndükten sonra dünya görüşünüz 180 derece değişecek. Kime mahsus bu? AKP'ye" dedi.

"Başbakan, baktı ki, işler çarşafa dolanıyor. Bu sefer Dışişleri Bakanlığı bürokratlarını hedef almaya başladı" diyen CHP Genel Başkanı, konuşmasına şöyle devam etti:
"Sayın Başbakan haklılığını kanıtlamak istiyorsa İsrail Hükümeti ile yapılan yazışmaları kamuoyuna açıklar, bunu bekliyoruz hükümetten. Eğer o yazışmalar kamuoyuna açıklanmazsa AKP Hükümeti, 9 yurttaşımızın ölmesinde rol üstlenen parti konumuna gelecektir."

Başbakan'a sordu

Başbakan'ın geçen hafta yaptığı konuşmada Türkiye bandıralı bir gemiden de söz ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan'a şu soruları yöneltti: "Soru şu; gerçekten Türk bandıralı bir gemi var mı? Yok mu? Sayın Başbakan Komor bandıralı bir gemiye neden ve hangi gerekçeyle Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağı çekildi? İsrail Büyükelçisi, 'göndermeyin, müdahale edeceğiz' dedi. Soru şu; bu görüşler hangi gerekçeyle dikkate alınmadı? İkinci sorumuz şu; sivilleri açıkça ölüme gönderilmelerinden kim sorumludur? 'Göndermeyin' diyorlar, 'gönderirseniz müdahale edeceğiz' diyorlar Siz, bizim insanlarımızı gemiye bindirip ölüme gönderiyorsunuz. O zaman Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin varlık nedeni ne? Bu insanları ölüme göndermek mi?"

"Furkan'ı bindiriyorsun, vekillerine 'dur' diyorsun"

Bozgun başlayınca, itirafların başladığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Gemiye AKP'li milletvekilleri son anda binmekten vazgeçmişler. Bunu söylüyorlar. Peki Recep Bey, gözünü seveyim, sen gariban Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını gemiye bindiriyorsun, ölüme gönderiyorsun, kendi milletvekiline gelince sen 'dur' diyorsun. Bu çifte standardı hangi insanlık kuralına bağlıyorsun sen. Furkan'ı bindireceksin gemiye, başına 4 kurşun yiyecek İsrail askeri tarafından. Burada ağlayacaksın, kendi milletvekilini arkana alacaksın, seni alkışlasınlar diye" dedi.

Ölüleri ve yaralıları almaya iki AKP'li milletvekinin gitmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Niye CHP'li milletvekili yok, niye MHP'li milletvekili yok Bu senin iç sorunun mu" diyerek tepkisini dile getirdi.

Başbakan'ın lafa gelince esip gürlediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bu AKP kısır bir parti. Kendi ülkesinin saygınlığını koruyamıyor" dedi.

"Yedirmezler Başbakan"

Başbakan'ın, Gazze olaylarında sadece konuştuğunu, esip gürlediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "Başbakan Bursa'da bir konuşma yaptı. 'Kudüs üzülürse Ankara üzülür' dedi. Başbakan'a soruyorum. Acaba Bağdat yanarken, çocukların üzerine bomba atılırken bu Başbakan neredeydi? Müslüman kadınlara tecavüz edilirken, Ey Başbakan sen 1 Mart Tezkeresi geçirmek için çaba harcamıyor muydun? Sen şimdi ateş bacayı sardı, korkmaya başladı, seçim geliyor, ne yapacak Gazze'deki Müslümanları Türkiye'de oya tahvil edecek, bunun peşinde sayın Başbakan yedirmezler Başbakan sana yedirmezler."

Şirk koşmak deyimini Recep Bey bilmiyor musun?

CHP Genel Başkanı, Başbakan'ın, "Sen oku" sözüne şöyle yanıt verdi: "Sayın Başbakan'a söyleyelim, kitapları okuyup okumamak güzel bir şey, aslında hepimizin kitapları okumamız lazım. Okuduk da biliyoruz da ama benim anlayamadığım bir şey var. O da şu. Kuran-ı defalarca okuduysa benim Allah'la aramdaki manevi ilişkiyi senin ölçme yetkiyi nereden kaynaklanıyor? Senin eline bu teraziyi kim verdi? Şirk koşmak deyimini Recep Bey biliyor musun, bilmiyor musun? Recep Bey'in anlayamadığı bir şey var. Biz inançlarımızı siyasete ve ticarete malzeme etmeyiz. Çünkü; biz Allah'tan korkarız."

Hz. Ömerli tepki

Hz. Ömer'den örnek veren Kılıçdaroğlu, "Hazreti Ömer kendi işini yaparken kendi mumunu, devletin işini yaparken devletin mumunu kullanırdı. Bizim anlayışımız budur. Biz devletin uçağıyla eşlerimizi Katar'a düğüne göndermeyiz. Bizim inancımıza aykırı bu" dedi.

Niye gocunuyorsun

CHP Genel Başkanı, "Çalmayacaksın, kul hakkı yemeyeceksin" sözlerinin ardından Başbakan'ın yanıt verdiğini hatırlatarak, "Birden biri suçlu diye ayağa kalktı. Niye, niye gocunuyor Recep Bey. Ben çalmayacaksın diyorum" dedi.

CHP Genel Başkanı, Gazze'ye yardım götüren gemiye yapılan saldırıdaki olayların araştırılması için TBMM'ye araştırma önergesi vereceklerini de söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada çiftçilere, "Önümüzdeki seçime sandığa, ananızı alacaksınız, babanızı alacaksınız, kardeşinizi alacaksınız, komşunuzu alacaksınız; sandığa gideceksiniz ve AKP iktidarını sandığa gömeceksiniz" diye seslendi.

"Recep Bey'in düzenini bozacağız"

TBMM Grubu'nda konuşan CHP Genel Başkanı, seçim meydanında gibi vaatlerde bulundu. Konuşması sık sık "Başbakan Kemal" sloganları ile kesilen CHP Genel Başkanı'nın hedefinde ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan vardı. Esnaf, çiftçi, emekli, kadın ve gençlerden oy isteyen Kılıçdaroğlu, "Recep Bey'in ezberini bozduk. Artık Recep Bey'in düzenini bozacağız. Recep Bey'in düzenini kadınlar ve gençler bozacak. Bundan kesinlikle eminim ben. Tenceresi kaynamayan kadın artık hayatı görmeye başladı" dedi.

CHP Genel Başkanı, çiftçilere de seslenerek, "Önümüzdeki seçimde sandık önünüze gelecek; ya kaderinizi değiştireceksiniz, ya bu mâhkumiyete devam edeceksiniz. Biz sizin kaderinizi değiştirmeyi taahhüt ediyoruz" dedi.

"Helvayı yapcak usta eksik"

Çiftçinin bir lokma ve bir hırkaya mahkum olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu oyunu Türk çiftçisi bozmak zorundadır. Fransa'dan arpa aldık, Rusya'dan mısır alıyoruz, Amerika'dan pamuk alıyoruz. Ukrayna'dan buğday alıyoruz. Biz üretemiyor muyuz? Bizim toprağımız yok mu? Her şey var, ne eksik? Helvayı yapacak usta eksik" diye konuştu.

Sandık uyarısı

Hükümetin hayvancılığı da mahvettiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, hayvan üreticilerine de, "AKP Hükümeti sizi de bitirecek, çiftçiyi bitirdiği gibi, emekliyi bitirdiği gibi. O nedenle sandığa giderken daha dikkatli olun" diye uyardı.

Vaatlerini anlattı

18 Nisan 2006'da Tarım Kanunu'nun geçtiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, kanunda yer alan yüzde 1'lik teşviğin uygulanmadığını belirterek, "Sizi aldattılar. Söz veriyoruz, uygulayacağız. Her yıl en az 10 milyar lira teşvik verilecek" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ayrıca, "Kesinlikle mazotta ÖTV'yi kaldıracağız. Çiftçiyi zarar ettirmeyeceğiz. Sayın Başbakan'a söyleyelim tabi, yırtık ayakkabı ile siyasete grip havuzlu villalar da oturmayacağız" diye konuştu.

Öztürk ve pazarcı katıldı

Balıkesir Bağımsız Milletvekili Hüseyin Pazarcı ile İzmir Bağımsız Milletvekili Harun Öztürk de grup toplantısında CHP'ye katıldı. CHP'nin milletvekili sayısı katılımlarla 101'e ulaştı. Pazarcı ve Öztürk'ün rozetleri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından takıldı.

Baykal erken geldi

CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, grup toplantısına 5 dakika erken geldi ve arka sıralara geçerek oturdu. Baykal, basın mensuplarının sorularına ise, "Şimdi Genel Başkan konuşacak" diye karşılık verdi.

CHP'nin başvurusu kabul edildi

|
Anayasa Mahkemesi, 5982 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun'un iptaline ilişkin davanın ''şekil yönünden incelenmesine'' karar verdi. Yüksek Mahkeme, 111 milletvekilinin açtığı davaya ilişkin ilk incelemesini yaptı.
Dava dosyasında eksiklik bulunmadığına karar veren Anayasa Mahkemesi, ''İşin şekil yönünden incelenmesine'' karar verdi. Anayasa Mahkemesi, daha sonra belirlenecek bir tarihte davayı şekil yönünden inceleyecek.

Dünya Kupası'na sigorta

| 7 Haziran 2010 Pazartesi
2010 Dünya kupası sigortalanmış. Sizlere bu haberi burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin olarak sunuyoruz. Güney Afrika'da düzenlenecek 2010 Dünya Kupası 6,2 milyar sterline (9 milyar dolar) sigortalandı. Dünyanın en büyük sigorta şirketlerinden İngiliz ''Lloyd's of London''a göre, 2010 Dünya Kupası 6,2 milyar sterline sigortalanırken, sigorta kapsamına FİFA, milli takımlar, yayıncılar ve turnuvanın başarısından yararlanacak diğer şirketler alınıyor.

Sigortacılar, Dünya Kupası maçlarının yapılacağı stadyumlar ve futbol takımlarının antrenman sahalarının sigortasının 3,2 milyar sterline, Dünya Kupası ile bağlantılı diğer iş fırsatlarının ise 3 milyar sterlin olduğunu söylüyorlar.

Sigortacı Chris Nash, ''müsabakalar, teklifler, ödüller, sponsorluk, yayın hakları ve mali sonuçlarla ilgili bütün şirketlerin sigortaya ihtiyacı bulunduğunu'' belirtti.

Lloyd's of London'ın bir sözcüsü, dolaylı mali sonuçların, Dünya Kupası'nı belli bir takımın kazanması halinde satıcıların vereceği hediyelerden maçların ertelenmesinin sebep olacağı yayın sorunlarına uzanabileceğini ifade etti.

Açılış töreninin ertelenmesinin reklam gelirleri olan yayıncıları etkileyeceğini belirten sözcü, buna benzer olarak herhangi bir sebepten final maçının ertelenmesi durumunda insanların bilet paralarını isteyebileceğini kaydetti.

Bu tahminler, bir futbolcunun hastalanması ya da yaralanması durumunda uygulanacak sigorta poliçelerinin değerini kapsamıyor. Bir futbol takımında her futbolcunun değerinin eşit olduğu düşünülmüyor.

Sigortacı Peter Thompson, kariyerinin en üst seviyesindeki bir futbolcunun spor yaralanmalarına karşı sigortasının 40 milyon sterlini bulabileceğine işaret ediyor.

Dikkat yağış geliyor: Okullar tatil

|
Burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin sitesi olarak sizlere yağışların geleceğini haber veren bu konumuzu paylaşmak istedik. İstanbul'un özellikle Anadolu yakasında etkili olan yağış, bazı ev ve iş yerlerine su basmasına neden oldu. İstanbul Valiliği, yağışın öğle saatlerinden itibaren kuvvetini artıracağını, bu nedenle engelli kamu görevlileri idari izinli sayıldığını ve ilk-orta dereceli okulların tatil edildiğini açıkladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul'da etkili olan yağış nedeniyle oluşan 471 şikayete itfaiye ve İSKİ ekiplerince müdahale edildiğini bildirdi.

Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi'nden (AKOM) yapılan açıklamada, Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün hava tahmini raporlarına göre, kentin sağanak yağışın etkisi altına gireceği belirtildi.

"Dün akşam saatlerinde başlayan yağışın, Salı gününe kadar devam edeceği tahmin ediliyor" denilen açıklamada, meteorolojik ihbarın alınmasıyla birlikte AKOM'un alarma geçerek su baskınlarına karşı ekiplerin bölgelerinde hazır bekletildiği kaydedildi.

Yağışın Ataşehir, Çekmeköy, Pendik, Ümraniye ve Tuzla bölgelerinde etkili olduğu ifade edilen açıklamada, dünden itibaren Göztepe'ye 56, Eminönü ve Kilyos'a 37, Kurtköy, Çavuşbaşı, Florya ve Sarıyer'e 32, Çatalca'ya 24,4, Büyükada'ya 28 ve İstinye'ye 24 kilogram yağışın düştüğü bildirildi.

Açıklamada, Pendik ve Tuzla bölgelerinde bazı iş yerleri ve evlerin zemin katlarını su bastığı, itfaiye ve İSKİ'nin 471 su olaya müdahale ettiği belirtilerek, İSKİ'nin 316 personel ve 116 araç, Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü'nün 533 personel ve 125 araç, itfaiyenin 1100 araç ve 570 personel, atık yönetiminin 40 personel ve 9 araçla muhtemel su baskınlarına karşı hazır beklediği kaydedildi.

İstanbul için kuvvetli yağış uyarısı

İstanbul'da devam eden sağanak yağışlar kuvvetini arttırarak yarına kadar devam edecek.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü internet sitesinde yer alan uyarıyda İstanbul'da halen aralıklarla devam eden sağanak yağışların öğle saatlerinden itibaren kuvvetinin arttırarak yarın öğle saatlerine kadar şiddetli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlara neden olacağının tahmin edildiği ifade edildi. Uyarıda ayrıca şiddetli yağışla birlikte ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi, heyelan gibi oluşması muhtemel risklere karşı da yurttaşlardan dikkatli olunması istendi.

Okullar tatil

İstanbul'da etkili olması beklenen sağanak yağış nedeniyle ilk ve orta dereceli okullar öğleden sonra tatil edildi. İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, yaptığı açıklamada, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü ile yaptıkları görüşmeler sonrasında, öğleden sonra sağanak yağış beklentisi dolayısıyla İstanbul Valiliği kararıyla kentteki ilk ve orta dereceli okulların tatil edilmesinin uygun görüldüğünü söyledi. Yıldız, yarın ise okulların tatil olup olmayacağının yağışın durumuna bağlı olduğunu belirtti.

"Atamalar askıya alındı"

|
Atama haberleri ile ilgili olan konuyu burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin olarak yazıyoruz. CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Süha Okay, "İl Başkanlarının ataması bir süre askıya alındı." dedi. CHP Merkez Yönetim Kurulu(MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantının ardından gazetecilere bilgi veren Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay, bundan sonra MYK toplantılarının pazartesi günleri yapılacağını, MYK toplantılarına CHP Grup Başkanvekillerinin de katılacağını açıkladı. Okay, Meclis çalışmaları konusunda MYK üyelerinin de bilgilenmesi, ayrıca Meclis çalışmalarına MYK üyelerinin de daha rahat katılabilmesi için böyle bir karar aldıklarını, olağanüstü bir durum olmadığı takdirde toplantıların Pazartesi günleri yapılacağını belirtti.

MYK toplantılarında Tekirdağ, Edirne ve Çanakkale ziyaretlerinin değerlendirildiğini anlatan Okay, CHP'nin burada yoğun bir ilgiyle karşılandığını belirtti. "Halkımız iktidar seçeneği olarak CHP'yi, Başbakan alternatifi olarak da Sayın Genel Başkanımızı gördüğünü ifade etti" diyen Okay, "Bu iktidar alternatifinin, tek başına iktidar iddiasıyla CHP'nin yola devam edeceği görülüyor. Bu, çok umut verici, demokrasimiz için de umut verici. Bunun yanı sıra son günü özellikle Çanakkale'de yağmur altında mitingler yaptık. Binlerce, onbinlerce insanı yağmur altında hiç kimse zorla bir yerde tutamaz. Çok büyük coşkuyu gördük" diye konuştu.

TRT'ye eleştiri

TRT'nin Çanakkale'deki mitingden 20 kişilik görüntü vermesini, TRT gibi bir devlet televizyonuna yakıştıramadıklarını ifade eden Okay, "TRT zannederim bundan sonra dikkatli davranacaktır. Bunu da bir satırbaşı olarak ifade etmekte yarar görüyorum. Diğer televizyon kanallarının objektif, gerçekçi ve dürüst habercilik adına yapmış oldukları yayından dolayı da kendilerine teşekkür ediyorum" dedi.

Kılıçdaroğlu haftasonunda Amasya ve Tokat'ta

Toplantıda Meclis çalışmaları hakkında Grup Başkanvekillerinden bilgi aldıklarını, ayrıca Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik politikalar ve dış politika konularında da değerlendirmelerde bulunduklarını anlatan Okay, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun bu hafta sonu Amasya ve Tokat'a gideceğini bildirdi. Okay, yarınki CHP TBMM Grup toplantısında bağımsız milletvekilleri Hüseyin Pazarcı ile Harun Öztürk'ün CHP'ye katılacaklarını açıkladı.

"Son Ergenekon tutuklamaları savunmaya baskı"

Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Okay, "Ergenekon soruşturmasında savunma avukatlarının tutuklanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine "Ergenekon soruşturmasında savunma avukatlarının tutuklanması ilk değil. Maalesef Ergenekon soruşturmasında daha önce de savunma avukatları tutuklandı. Bu savunmaya yönelik bir saldırı olarak telakki edilebilir. Ancak halen benim de arkadaşım, meslektaşım olan Mehmet Cengiz'in hakkında yürütülen soruşturmanın içeriği hakkında bir bilgim yok. Ama geçmişte gözaltına alınan, hatta tutuklananlardan pek farklı olacağını da zannetmiyorum. Bunu, aynı şekilde bir gözdağıdır, savunmaya bir baskı olarak düşünebiliriz" diye konuştu.

Gürsel Tekin'in durumu görüşülmedi

İstanbul ve Bitlis İl Başkanlarının Parti Meclisi (PM) üyesi olduklarını belirten Okay, MYK toplantısında Gürsel Tekin ile ilgili bir görüşme olmadığını ifade ederek "Siyaseti, bireylerin siyasi beklentileri üzerinden değil, partinin ideolojisi ve çalışma programı üzerinden götürmeyi doğru olarak görüyoruz. Bu konuda Sayın Genel Başkan'ın yazısı ile örgütlerin tüzük uyarınca il başkanı seçme hususu bir süre için askıya alınmıştır. Bundan sonraki süreçte örgütlere bu yetki verilirse o çerçevede örgütler kendi içerisinden bir il başkanı seçebileceği gibi bu konuda sayın Genel Başkan ile danışarak da il başkanlığına ilişkin bir tasarruf gelişebilir. Ancak bu MYK toplantısında hiçbir şekilde boşalan il başkanlıklarıyla ilgili bir husus görüşülmemiştir" dedi.

"Bülent Arınç'a Tel Aviv'in avukatlığı daha çok yakışıyor"

Okay, bir soru üzerine MYK'da İsrail'e ilişkin gelişmelerin de değerlendirildiğini kaydederek şöyle konuştu:
"Bu hususta uluslararası kuruluşların İsrail-Filistin arasındaki bu gerilimin doğrudan çözümü yolunda katkıda bulunması en doğrusudur. Ancak Sayın Başbakan'ın 'Tel Aviv'in avukatlığı sözcüğünü anlamakta zorluk çekiyoruz. Çünkü Sayın Başbakan son siyasal gelişmeler çerçevesinde ya anlama sıkıntısı, ya algılama sıkıntısı çekiyor. 'Tel Aviv'in avukatlığı' lafının ne anlama geliyor, niçin söyledi, laf olsun, beri gelsin diye söylenmiş bir söz olmaktan öte değil. Ama bu konuyla ilgili her düşüncesini ifade edene 'Tel Aviv'in avukatlığı yapılıyor' diyorsa o zaman bugün Sayın Genel Başkanımız da ifade etti, hemen sağ yanına baksın, sağ yanında Bülent Arınç'ın açıklamaları galiba Tel Aviv avukatlığına daha çok yakışıyor."

"Raportörün görüşü doğrultusunda çıkan karar görmedik"

Okay, CHP'nin Anayasa değişikliğinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruya ilişkin Anayasa Mahkemesi raportörünün raporunu değerlendirirken "Bugüne değin Anayasa Mahkemesi raportörlerinin verdiği raporlar doğrultusunda çıkan pek karar da görmedik. Böylesine tartışmalı konularda her nasılsa Anayasa Mahkemesi o raportör görüşleriyle birebir örtüşen karar vermedi. Bu ilk kez olan bir şey değil. O, raportörün kişisel görüşüdür, bu konudaki bireysel değerlendirmesidir. Daha sonra yargı sürecinde mahkeme hukuksal bir karar verecektir" diye konuştu.

"Tel Aviv'e seslendim cevabı Keşan'dan geldi"

| 6 Haziran 2010 Pazar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Konya'dan İsrail'e, İsrail hükümetine seslendiğini hatırlatarak, ''Üç dilde Tevrat'taki 10 Emir'in altıncısını hatırlattım, 'Öldürmeyeceksin' dedim. Çok ilginçtir, ben Tel Aviv'e seslendim, cevabı ne yazık ki Keşan'dan geldi'' dedi. Başbakan Erdoğan, Bursa Atatürk Kongre ve Kültür Merkezinin önünde gerçekleştirilen toplu açılış ve TOKİ anahtar teslim töreninde yaptığı konuşmada, Orta Doğu'nun bir an önce huzura, istikrara, barışa kavuşmasını istediklerini söyledi. Bu isteklerin, taleplerin takipçisi olacaklarını dile getiren Erdoğan, Orta Doğu'ya barış, huzur gelinceye kadar mücadelelerini kesintisiz sürdüreceklerini kaydederek, bundan hiç kimsenin şüphesinin olmamasını istedi.
Başbakan Erdoğan, ''Yeter ki siz yanımızda olun. Yeter ki gönlünüz, yüreğiniz, aklınız bizimle olsun. Yeter ki hayır dualarınızı bizden eksik etmeyin'' dedi. Diklenmeden dik duracaklarını, barış çağrılarını da daha güçlü bir şekilde haykırmaya devam edeceklerini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

''Şuraya da dikkatlerinizi çekmek istiyorum; önceki gün ben Konya'da İsrail'e, İsrail hükümetine seslendim. Üç dilde Tevrat'taki 10 Emir'in altıncısını hatırlattım, 'Öldürmeyeceksin' dedim. Çok ilginçtir, ben Tel Aviv'e seslendim, cevabı ne yazık ki Keşan'dan geldi. Hale bak. Birileri çıkmış Tel Aviv adına cevap veriyor. Tel Aviv'in avukatlığını yapıyor. Bana Tevrat'taki başka emirleri hatırlatıyor. Biz hamd olsun tahsilimiz gereği de Tevrat'ı da okuduk, İncil'i de okuduk, Kur'an'ı da defalarca okuduk.

Zahmet olmazsa o kitapları, o emirleri sen oku sen. Sadece okuma yetmez; yaşa, yaşa... Çünkü aslolan şudur; yapmadıklarınızı niçin söylüyorsunuz? Bunlar yapmadıklarını konuşuyorlar. Okuduklarını da yine zahmet olmazsa arkadaşlarına da anlat. Rahle-i tedrisinden geçtiklerine de anlat, beraber olduklarına da anlat. Tarihleri çalmayla, çırpmayla, yağmayla, yalanla, iftirayla dolu olanlar, şimdi kalkmış Tel Aviv üzerinden bize söz yetiştiriyorlar. Desteksiz atmayla bir şey elde edilse burada Erzurumlu kardeşlerim var, iyi bilirler Erzurumlu Teyo Pehlivan cihan padişahı olur.''

Başbakan Erdoğan: Gol atma zamanı

| 5 Haziran 2010 Cumartesi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''demokratik açılım''ı anlatmak için spor adamları ile İstanbul'da bir araya geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde bir araya geldiği Fatih Terim, Ali Şen, Aziz Yıldırım, Faruk Süren, Ertuğrul Sağlam ve Rıdvan Dilmen'in de aralarında bulunduğu davetlilerin tek tek ellerini sıktı. Toplantıya, Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay da katıldı.
Erdoğan, spor adamlarıyla buluştu

Spor medyasının önde gelen isimlerine demokratik açılım çalışmalarını anlatan Başbakan Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları şöyle:

- Konuşmaktan, dinlemekten, tartışmaktan kimseye zarar gelmez. Konuştukça Türkiye değişti, değişecek.

- Geçen hafta Brezilya'da Yıldırım Demirören de benim gözlemlerimi paylaşmıştır. Gecekonduları, kumsalı, top sahası aynı. Çocukluk günlerimi hatırladım. Bebeto, Bobo, Ziko gibi isimler bu gecekondulardan çıktı. Sporun neleri etkilediğini gördüm.

- Türkiye özellikle son dönemde spor alanında çok büyük değişimler yaşadı, büyük atılımlar yaptı. Sporun bir çok alanında Türkiye adından başarıyla söz ettirdi. Biz de bu konudaki yatırımlarımızı sürdürüyoruz.Türkiye'nin her iline stadyumlar, kapalı havuzlar, spor salonları inşa etmek istiyoruz.

- Biz en büyük 10 ekonomi arasında yer almayı hedefliyoruz. Türkiye bölgesinde ve küresel ölçekte adından bahsedilen bir ülke haline geldi. Ülkede büyük yatırımlar yapıldı.

- Bizim ufkumuz sonsuz derecede açıktır. Artık dünün parametreleriyle, yakın tarihin ayağımıza bağladığı prangalarla geleceğe yürüyemeyiz.

- Kısa paşlaşmalar yapma ve netice alma yani gol atma zamanı.

- Şehit cenazelerindeki o kalabalıklar evlerine dağıldığında şehidin anne ve babası kimsenin hissedemeyeceği yalnızlığı, büyük acıyı onlar hissediyor

- Çocuklar spor salonlarına gitmek yerine elleirne aldıkları taşı güvenlik güçlerine atıyor

- Zaman anlık tepkiler verme zamanı değil

- Bu ülkede bir terör sorunu var.

- Bizim demokratik açılım dediğimiz süreç terörle mücadelenin sadece güvenlik tedbirleriyle çözülemeyeceğini söylediğimiz, ekonomik ve sosyal tedbirlerin de uygulanmaya başlanması gereken süreç

- Demokratik açılım durmadı, kesintiye uğramadı. Durduğu iddiaları doğru değil

- Benim ülkemde Kürt kökenli halkımın temsilcileri PKK değildir. PKK benim Kürt kökenli halkımın istismarını yapıyor.

- Benim partimde 60 kadar Kürt kökenli vekil arkadaşım var.

- Biz dinsel milliyetçiliğe de karşıyız.

- Herkes inancını istediği gibi yaşar ve bizim güvencemiz altındadır.

- Bölgesel milliyetçiliğe de karşıyız.

- Bize gelene kadar iktidarlar hep Batı’yı görmüş. Ama biz KÖYDES projeleri ile mezralara kadar ulaşıyoruz.

- Batı ne ise Doğu da aynı olacak

- Artık üniversitesi olmayan ilimiz yok.

- Bu kanlı süreçte uyuşturucu satarak, insan kaçırarak kendisine gelir sağlayan bir terör örgütü var.

- Türkiye çözüme en fazla yaklaştığında siyasetçiler çözümden kaçıyor. Başlarına risk almak istemiyorlar. Bizim dinimizde hangi cepheden olursa olsun musalla taşında yatan her kimse sadece dua bekler, slogan beklemez.

- Herkes kendisine göre bir din uydurmuş, ona göre hareket ediyor.

- Musalla taşları siyasi istismar taşları değildir.

- Alevi kelimesini, azınlık kelimesini ağızlarına alamayanlar var.

- Bu gözyaşlarına çok daha fazla seyirci kalamayız.

- Sizin kendinizi ötekinin yerine koyarak düşünmenizi istiyorum.

- Terör bizim güvenlik güçlerimize saldırıp kan dökerken esasen öfke istiyor.

- Biz 1000 yıl bir arada yaşadık, bu tuzağa düşmedik. Bugün de bu tuzağa düşmeyeceğiz. Biz bu senaryoyu beraber, birlikte bozarız.

- Hiç kimsenin bu ülkenin herhangi bir vatandaşına kırmızı kart gösterme hakkı yoktur.

- Milli birlik süreci de sadece terör meselesini çözmeye yönelik bir süreç de değildir

- Bunlar ilk kez ülkemizde oluyor. Alevi ve Roman çalıştayı yaptık.

- Spor ayrımcılığın panzehiridir, ırkçılığın panzehiridir.

- Brezilya’da önce beyazlar, siyahları futbola sokmadılar, engellediler. Fakat daha sonra kıpırdanmalar başlayınca bir takım iki zenciyle başladı, takım da çok başarılı oldu. Sonuçta önünde duramadılar.

- Bu ülkede barışın önünde kimse duramayacak.

- Spor dünyanın ortak dilidir.

- Sporda geride rekabetler, husumetler, kavgalar kalmıyor. Geride centilmenlik kalıyor. Bugün dostluklar, jestler her şeyden daha fazla hatırlanıyor

- Yıllar önce FB-GS maçı. Yer Fenerbahçe Stadı. Stadın balkon kısmı çöküyor. Penaltı atacak olan Cafer Çağatay topu kaleciye teslim ediyor. Her zaman bu centilmenliği hatırlamak zorundayız.

- Aykut Kocaman 96’daki Trabzon maçından sonra "Biz kazandık ama kaybeden arkadaşlara üzülüyorum" dedi ve bu sözüyle hep hatırlanacak.

- Daha fazla sporcu yetiştirebiliriz. Zaman zaman federasyon başkanlarıyla aramızda bu konuları müzakere ediyoruz.

- Bir stadyum tüm şehrin çehresini değiştirebiliyor.



Çelik: Dolmabahçe buluşmalarını kurumsal hale getiriyoruz

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, toplantıya süper lig takımlarının kulüp başkanlarını davet ettiklerini, bu sezon sonunda düşen ve süper lige çıkan takımları da buna dahil ettiklerini söyledi. Türkiye'de ne kadar olimpik federasyon varsa onların federasyon başkanlarının da burada olacağını belirten Çelik, ayrıca spor camiasını temsil eden başlıca sivil toplum örgütlerinin başkanları ile az sayıda teknik direktörün de buraya davetli olduğunu kaydetti.
Hüseyin Çelik, ''Davet ettiğimiz teknik direktörlerden sadece Mustafa Denizli rahatsızlığı sebebiyle gelemiyor. Biraz önce hastaneden aradı, özürlerini beyan etti. Bunun dışında sporun duayeni olarak kabul ettiğimiz bazı isimler davetlidir. Üç büyük takımımızın eski kulüp başkanlarını da davet ettik. Ali Şen, Faruk Süren burada olacak, ancak Süleyman Seba rahatsızlığı sebebiyle katılamayacağını söyledi. Hakan Şükür, Fatih Terim, Rıdvan Dilmen gibi değerli spor adamlarımız var. Geçmişte yıldız futbolcu olan, ama bugün yorumculuk yapan ya da şu ya da bu şekilde spora katkı yapan kamuoyunun tanıdığı kişiler var. Yaklaşık 75 katılımcı bekliyoruz'' dedi.

AKPGenel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ''Sayın Başbakan ile meseleyi değerlendirdik ve biz bu Dolmabahçe buluşmalarını kurumsal hale getiriyoruz'' dedi. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bundan sonra Temmuz-Ağustos hariç yılın 10 ayında Türkiye'nin gündemi ve ihtiyaçlarına göre burada Dolmabahçe buluşmaları adı altında Sayın Başbakanımız farklı sektörlerin, camiaların temsilcileriyle bir araya gelecek. Burada konuyu, muhatapları ve paydaşları, Türkiye'nin gündemi ve gündemde olan sorunlar belirleyecek. Dolmabahçe buluşmalarının altıncısını kadın sivil toplum kuruluşları ile yapacağız ve büyük ihtimalle Haziran ayının sonunda gerçekleştireceğiz. Kadınlarımızın kurmuş olduğu sivil toplum örgütleri veya faaliyet alanı hanımlarla ilgili olan sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini davet edeceğiz ve böylelikle yaz sezonuna girerken bu toplantıları hanımlarla kapatmış olacağız. Eylül ayında buluşmalar devam edecek. Hangi sektörle toplanıyorsa ilgili bakanlar, danışmanları ve bürokratlarıyla o sektörün temsilcileri ile bir araya geliyor, gelmeye devam edecek. Bu toplantılarda iki türlü gündem oluyor. Davet edilen camianın kendi problemleri bir de Türkiye'nin gündemi onlarla paylaşılıyor. Bu katılımcı demokratik anlayışımızın gereği olarak bundan sonra da devam edecektir. Bugüne kadar yapılan toplantılar çok faydalı olmuştur. Bugün spor camiasını ağırlayacağım bu toplantının da başarılı ve verimli geçeceğine inanıyorum.'' Hüseyin Çelik, bugünkü toplantıya spordan sorumlu Devlet Bakanı Nafiz Özak'ın da katılacağını, toplantıda hem demokratik açılım konusunun hem de spor camiasının sorunlarının konuşulacağını belirtti.

'Sustukça Ölüyoruz-İsrail Vahşetine İsyan Mitingi'

|
Saadet Partisi öncülüğünde İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren gemilere saldırısını kınamak için İstanbul'da düzenlenen ''Sustukça Ölüyoruz-İsrail Vahşetine İsyan Mitingi'' başladı. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı Çağlayan Meydanı'ndaki mitinge katılmak için gelenler, güvenlik kuvvetlerince oluşturulan kontrol noktalarında üst aramasından geçirilerek alana alındı.
Türk ve Filistin bayrakları ile İsrail aleyhine çeşitli mesajların yazılı olduğu pankart ve dövizler taşıyan katılımcılar, İsrail aleyhine de sloganlar atıyor.